GÜNÜMÜZDE TEKNOLOJİNİN HIZLA İLERLEMESİ VE TIBBİ İMKÂNLARIN ARTMASIYLA YAŞAM SÜRESİ UZADIĞINDAN, YAŞLILIK DÖNEMİNİ FİZİKSEL, ZİHİNSEL VE RUHSAL OLARAK SAĞLIKLI VE DİNÇ GEÇİRMEK ŞÜPHESİZ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR. KİMİLERİ BU AMAÇLA SAĞLIKLI YAŞAM TARZI BENİMSEYİP KİŞİSEL VE ÇEVRESEL OLUMSUZ ETKENLERİ OLABİLDİĞİNCE AZALTMAYA ÇALIŞIRKEN, KİMİLERİ İSE İNTERNETTEN VE SOSYAL MEDYADAN GÖRDÜKLERİNİ DOKTORA DANIŞMADAN BİLİNÇSİZCE UYGULAMA YOLUNA GİDEBİLİYOR!
Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi İç • 78 Hastalıkları, Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Berrin Karadağ “Yapılan araştırmalar; biyolojik yaşınızı genç tutmanın mümkün olabildiğini gösteriyor ama bunu yaşam tarzınızda yapacağınız olumlu değişikliklerle gerçekleştirmeye çalışmalısınız. Sosyal medyanın ve yapay zekâ kullanımlarının yaygınlaştığı son yıllarda, sağlıklı yaşlanmak adına faydalı olabildiği gibi zararlı da olabilecek pek çok bilgiler sunulduğunu görüyoruz. Reklam amaçlı ilaçlar ile vitamin ve mineral takviyeleri ya da ‘gençlik iksiri’ olarak gösterilen pek çok ürün bilinçsiz kullanıldığında sağlığınızda geri dönüşü olmayan çok ciddi zararlara yol açabilir.” diyor. Prof. Dr. Berrin Karadağ, yaşlılıkta genç kalmanın anahtar kelimelerini içeren altı etkili yöntemi anlatırken, önemli uyarılar ve önerilerde bulunuyor.
HAREKETSİZLİKTEN KAÇININ, DİK DURUN!
Modern çağın yol açtığı en önemli tehlikelerden birini hareketsizlik ve yanlış duruş bozukluğu oluşturuyor. Özellikle bilgisayar ve cep telefonunda geçirilen uzun saatler, pek çok işin bir tuş ile oturduğumuz yerden halledilebiliyor olması, düzenli egzersiz ya da yürüyüş yapmamak gerek iç organlarımıza gerekse fiziksel yapımıza çok zarar veriyor. Bu nedenle çağımızın hareketsiz (sedanter) yaşam tuzağına düşmeyerek, gün içerisinde her fırsatta mutlaka hareket etmek, otururken ve yürürken de dik durmaya özen göstermek gerekiyor. Prof. Dr. Berrin Karadağ “Vücudumuzun genetik yapısı, 100-200 yıl önceki gibi daha az yemek, daha çok hareket etmek isterken, teknoloji ise bize oturduğumuz yerden yaşamayı getirdiğinden hareketsiz kaldık. Ama aslında genetik yapımız halen daha çok hareket etmeyi ve daha az yemek yemeyi istiyor. Bu nedenle daha çok hareket edip, paketli gıdalardan da uzak kalırsak, sağlıklı yaş almanın ana hedefini tutturmuş oluruz.” diyor. SİGARA VE ALKOLDEN MUTLAKA UZAK DURUN! Baş edemediğiniz sorunlarınızdan uzaklaşmak ya da kaçmak gibi sağlıksız gerekçelerle sigara, alkol gibi zehirlere tutsak olmayın. Gerek hücrelerinizin ve organlarınızın gerek bilişsel ve zihinsel sağlığınızın gerekse cildinizin genç kalabilmesi için, zararları sayısız araştırmalarla kanıtlanmış olan sigara ve alkolden uzak durun.
STRESİ YÖNETMEYİ ÖĞRENİN!
Çevremizde şüphesiz strese yol açan pek çok etken var. Ancak unutmayın ki stresin azı karar, çoğu zarardır! Yapılan araştırmalar, dozunda stresin kişiyi çeşitli tehlikelerden ve risklerden koruduğunu gösterirken, aşırı stresin ise pek çok hastalığa zemin hazırlayabildiğini, vücuda hem fiziksel hem de ruhsal açıdan zarar vererek hastalık sürecine de çok büyük etkileri olduğunu gösteriyor. Bu nedenle stresi yönetmeyi öğrenmek, gerekirse uzman desteği almak son derece önemli.
TEKNOLOJİDEN UZAK KALMAYIN!
Prof. Dr. Berrin Karadağ, genç yaşamanın altın kurallarından birinin, teknolojiye ayak uydurmak olduğunu da belirterek, dijital teknolojinin yaşlıların sosyalleşmesinde önemli bir rolü olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Karadağ sözlerine şöyle devam ediyor: “Yaşlı bireyler her ne kadar teknoloji kullanımı konusunda endişe duysalar da dijital teknoloji iletişimden sağlık sorunlarına kadar her alanda onların günlük yaşam kalitelerinin artmasına, bağımsız bir yaşam sürmelerine ve aktif bir yaşlanma dönemi geçirmelerine yardımcı oluyor. Bu nedenle dijital teknolojiyi öğrenmekten çekinmeyip, onu hayatlarına katmaları, önlerinde yepyeni ve kolaylaştırıcı bir yol açacaktır. Bu sayede kendine güvenli, hayattan keyif almaya devam eden ve toplumdaki yerini kaybetmekten korkmayan sağlıklı ve güçlü yaş almaya devam eden mutlu bir yaşlılık hedeflenmelidir.”
GELİŞİGÜZEL TAKVİYELER KULLANMAYIN!
Vitamin ve mineral değerlerini ölçtürerek özellikle D vitamini başta olmak üzere, eksiklikleri gidermek gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Karadağ, “Ancak gençlik sağlayacağı, sağlıklı yaşam vadettiği gibi söylemlerle sosyal medyada ve internette çok sık karşımıza çıkan birtakım besinlere, reklam amaçlı ilanlara, vitamin ve mineral takviyelerine, hatta ‘gençlik iksiri’ adı altında karışımlara rastlıyoruz. Oysa bu tür ürünlerin doktora danışılmadan ve gerekli vitamin/mineral değerleriniz ölçülmeden kullanılması sağlık açısından son derece yüksek riskleri ve tehlikeleri beraberinde getirebiliyor.” diyor. GÜNEŞİN ZARARLI IŞINLARINDAN KORUNUN! Yapılan sayısız araştırma; güneşin zararlı ışınlarının cilt kanserine yol açabildiğini, erken kırışıklıklar, cilt lekeleri ve cilt kuruluğuna neden olarak cildi erken yaşlandırdığını ortaya koyuyor. Bu nedenle özellikle yaz mevsiminde güneşin zararlı ışınlarından çok iyi korunmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Berrin Karadağ, güneş ışınlarının dik gelmediği saatlerde ise her gün 15 dakika kolların iç kısımlarının ve bacakların güneşlendirilmesi gerektiğini söylüyor.
