TÜRKİYE’NİN İHRACAT POTANSİYELİNE İLİŞKİN YAPILAN ÇALIŞMALAR, TÜRK İHRACATININ ÖNEMLİ DÜZEYDE POTANSİYELE SAHİP OLDUĞUNU NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYUYOR. ÖRNEĞİN MAİB’İN “İHRACAT POTANSİYELİ ANALİZİ” İSİMLİ ÇALIŞMASI SONUÇLARINA GÖRE, TÜRKİYE’NİN GENEL İHRACATINDA YÜZDE 18,47 OLAN POTANSİYELİ, MAKİNE İHRACATI ÖZELİNDE YÜZDE 61’E ÇIKIYOR. GÖRELİ BÜYÜKLÜKLERİ FARKLI OLMAKLA BİRLİKTE, MAKİNE SEKTÖRÜNÜN VE DOLAYISIYLA İHRACATININ BU DENLİ YÜKSEK POTANSİYELİNİN OLMASI, ÜLKEMİZ EKONOMİSİ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR NOKTA. MAKİNE SEKTÖRÜNÜN BU POTANSİYELİNE ULAŞMASIYLA, TÜRKİYE’NİN POTANSİYEL İHRACAT AÇIĞININ YAKLAŞIK YÜZDE 31,3’LÜK KISMI HAYATA GEÇİRİLEBİLİR.

Bu yazımda, ülkelerin ihracat potansiyelini anlamamıza imkân tanıyan, çevrim içi bir araç olan İhracat Potansiyeli Haritasının Türk makine sektörü için sonuçlarını ele alacağım. Bunun için öncelikle, söz konusu İhracat Potansiyeli Haritasını kim hayata geçirmiş, nasıl çalışıyor onu anlayarak işe başlamalıyız. Birleşmiş Milletlere bağlı olarak çalışan Uluslararası Ticaret Örgütü (International Trade Center-ITC), küçük ve orta ölçekli işletmelerin daha rekabetçi hale gelmesini ve ticaret için daha düzenleyici ortamlar oluşmasını amaçlayan bir örgüttür. ITC tarafından her iki yılda bir güncellenen “İhracat Potansiyeli Haritası”, ülkelerin son beş yıllık ticaret verilerini işler. Çalışma, dış ticaret verileri dışında model pazar dinamikleri, GSYİH, nüfus artışı, ticari ilişkiler, tarifeler, pazar payları, arazi zenginliği, mesafe, denize erişim ve veri güvenilirliği dâhil olmak üzere ikili ticareti etkileyen bir dizi faktörü de göz önünde bulundurur. Tüm bu değişkenler üzerinde çalışan model, ülke/ürün bazında ihracat potansiyelini hesaplar. İhracat Potansiyeli Haritasının sonuçlarında yer alan “Gerçekleştirilmemiş Potansiyel”, gerçek ihracatın ihracat potansiyelinin gerisinde kaldığı ve dolayısıyla ihracat büyümesi için alan sinyali verdiği anlamına gelir. Bu potansiyel fırsatlar daha yakından incelenmeyi ve daha fazla pazar araştırması yapılmasını gerektirir. Şimdi kısaca sonuçlara bakalım. Grafik 1, Türkiye’nin dünyaya ihracatta potansiyel arz eden sektörlerini, gerçekleştirilmemiş potansiyelin büyüklüğüne göre sıralıyor. Makine (Başka Yerde Sınıflandırılmamış Makine ve Elektrik/Elektronik sektörü bir arada gösterilmektedir) sektörü, grafiğin sol üst tarafında ve mavi renktedir. Her bir renk içinde koyu olan kısım gerçekleştirilen ihracatı, açık renk ise gerçekleştirilmemiş potansiyel ihracat miktarına işaret eder. Grafik soldan sağa ve yukarıdan aşağıya indikçe, gerçekleştirilmemiş potansiyel ihracatın küçüldüğü görülebilir. Buna göre de makine sektörünün, tüm sektörler içerisinde gerçekleştirilmemiş potansiyel ihracat miktarı en yüksek olan sektör olduğu rahatlıkla fark edilebilir. Tablo 1’de ise makine ve elektronik ekipman sektörünün ihracatta potansiyel arz eden ilk 20 ülke listesini görüyoruz. Türkiye'nin makine ve elektronik ekipman ihracatında en büyük potansiyele sahip pazarlar Almanya, ABD ve Birleşik Krallık’tır. Değer bazında potansiyel ve gerçekleşen ihracat arasındaki mutlak fark en büyük olan ABD, 2,3 milyar dolar değerinde ek ihracat gerçekleştirmeye alan bırakmaktadır. İlk 20 ülkenin Türkiye’nin makine ve elektronik ekipman ihracatında taşıdığı potansiyel değer toplamı ise 15,6 milyar dolardır. Son olarak, Grafik 2 ise Türkiye’nin ihracatındaki ilk 20 ülkede, makine/elektronik ekipman sektörünün potansiyelinin ne kadarının kullanıldığını oransal olarak gösteriyor. Grafikte, gerçekleştirilmemiş potansiyel ihracat tutarı yükseldikçe dairelerin çapı da büyüyor. Yani grafikte açık renkli daireler gerçekleştirilmemiş potansiyel ihracat miktarını, koyu renkli daireler ise gerçekleştirilen ihracatı bize söylüyor. Koyu renkli kısımlarda yer alan yüzdeler  de her bir ülkeye ihracatta Türkiye’nin makine/elektronik ekipman sektörünün potansiyelinin ne kadarlık bir kısmını gerçekleştirdiğin ortaya koyuyor. Grafikten görüleceği üzere potansiyeli en yüksek olan ülkelerden ABD’ye ihracatta Türk makine/elektronik ekipman sektörü, potansiyelinin ancak yüzde 34’ünü kullanabiliyor. Bu oranın, grafikte yer alan diğer büyük pazarlarla karşılaştırıldığında çok düşük kaldığı da hemen fark edilebilir. Almanya ve İngiltere’de yüzde 55’lere çıkan oran, en yüksek yüzde 58,2 rakamıyla Rusya pazarında gerçekleşiyor. Bu oranlar, makine sektörünün Türkiye genelinde ihracatta en yüksek potansiyele sahip olan sektör olmasının yanında, spesifik ihracat pazarları bazında çok önemli potansiyel getirilere sahip İhracat potansiyeli Gerçekleşen potansiyel olduğunu da bize söylüyor.