AYK SERDAR DİDONYAN İSKİD YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Aşıların ve tedavilerin pozitif etkileriyle, 2021 yılının ikinci yarısından itibaren sektör olarak daha öngörülebilir bir sürece girdik. Yaşanan süreç bizlere, oluşabilecek yeni virüs tehditlerine karşı iklimlendirme sistemlerinde yeni tasarımların, yeni ürünlerin ve yüzde 100 taze havalı iklimlendirme sistemleri kullanımının giderek yaygınlaşacağını gösterdi. İSKİD olarak yüzde 90’ını temsil ettiğimiz Türkiye iklimlendirme, soğutma ve klima sektörü, teknolojiye kolayca uyum sağlayarak enerji verimliliği standartlarına uygun ürünler üretti. AB yönetmelikleriyle uyumlu, çevre dostu ürünleri hızlıca pazara sunma kabiliyetimizle ülkemiz, iklimlendirme konusunda bir üretim üssü haline geldi. Türkiye iklimlendirme sektörü 2020’de 4,7 milyar dolar olan ihracatını, 2021’de 6,2 milyar dolara çıkardı. Sektörün, 2021 yılbaşından bu yana Türkiye ihracatından aldığı pay ise yüzde 2,7 seviyesine ulaştı. Sektörün esnek ve kaliteli üretim kabiliyeti ve AB gibi ana pazarlara coğrafi yakınlığı, ülkemizin sahip olduğu önemli avantajlardır. Üretici firmaların yeni yatırımlarıyla artan Ar-Ge merkezleri, sektörün ithalat talebini de azaltıyor. Dünya ile bütünleşmiş açık pazar ve devlet yatırım teşvikleri yabancı yatırımcıya cazip imkânlar sunarken, Türkiye’yi iklimlendirme yatırımlarının merkezi olma konumuna taşıyor. Salgın süreci öncelikle bize, firmalarımızın ve sektörün iyi bir dijital altyapıya sahip olmasının ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Sektör olarak acilen ve hızlı bir şekilde bu konudaki alt yapı eksiğimizi tamamlamaya başladık. Önümüzdeki süreci bu konuda sektör olarak iyi değerlendirdiğimizi düşünüyoruz. İlerleyen süreçte dijitalleşmenin daha yoğun olarak iş yapış süreçlerimizde radikal değişimler yaratacağını öngörüyoruz. Hatta bu konuda dijital altyapısı kuvvetli olan kurumsal sektör firmalarımız, özellikle evden çalışma konusunda ciddi aksiyonlar aldılar, hibrit sisteme geçtiler. Salgın, belki de 3 ila 5 yıl sonrasında planlanan birçok projeyi öne çekti diyebiliriz. Sektörü etkileyen önemli konulardan bir diğeri de ÖTV konusudur. Soğutma içeren klima santralleri, Fan-Coil cihazları ve soğutmalı market teşhir reyonları gibi ürünlerde halen ÖTV uygulanıyor. Oysa adı geçen ürünler bireysel kullanıma yönelik split klima cihazlarından farklı, ticari ürünlerdir ve üretim için zorunluluktur. Özellikle gıda fiyatlarının ciddi artış eğiliminde olduğu şu dönemde, endüstriyel kullanım için tasarlanan ve üretilen soğutmalı tüm market teşhir dolaplarının tamamen ÖTV kapsamından çıkarılmasının gıda fiyatlarında bir miktarda düşürücü etkisi olacaktır. ÖTV konusunda yapılacak bir düzenlemenin en başta ülkemize fayda sağlayacağı ortadadır, çünkü eski dolapların enerji tüketim seviyeleri yüksek olup fazla elektrik tüketiyorlar ve Türkiye gibi enerji kaynağı açığı olan ülkelerde cari açığı artırıcı etkileri oluyor. Enerji verimli ürünlerin piyasada yaygınlaştırılması ve enerji verimliliği düşük cihazların yüksek enerji verimliliğine sahip cihazlara dönüşümüyle ilgili devlet teşvikine ihtiyaç olduğunu da söylemeye devam edeceğiz. AB Yeşil Mutabakatı kapsamında uygulamaya konacak olan sınırda karbon düzenlemesi de 2022 yılı ve önümüzdeki yıllar için sektörümüzde gündemde olacak konuların başında geliyor. Bu kapsamda Türkiye’nin karbon nötr hedefine uyumlu Ar-Ge projelerini desteklemesi, iklimlendirme sektörü ve diğer sektörlerde temiz enerji yatırımlarına yönelmesi ve karbon sıfır üretim süreçlerine dönüşümü için yeni yılla birlikte önemli adımlar atılması önem arz ediyor. Bu süreç iyi yönetilirse çevre dostu endüstri dönüşümünün adımları ülkemizde de atılmış olacaktır.