YÜZ ÖLÇÜMÜ

268.838 km2

NÜFUS

4,9 milyon (2021 yılı tahmini)

ÖNEMLİ ŞEHİRLER

Wellington (Başkent), Auckland, Christchurch, Dunedin, Queenstown, Palmerston North, Hamilton, Tauranga, Nelson

ETNİK GRUPLAR

Yüzde 64,1 Avrupalı, yüzde 16,5 Maori, yüzde 9 Polinezyalı, yüzde 10,4 diğer milletler.

DİL

İngilizce ve Maori dilleri.

DİN

%37,3 Hristiyan %2,7 Hindu %1,3 Maori %1,3 Müslüman %1,1 Budist %1,6 Diğer dini inanışlar %54,7 İnançsız

PARA BİRİMİ

Yeni Zelanda Doları (NZD) 1 Dolar: 1,53 NZD (20 Ocak 2022 itibarıyla)

AVRUPALILARCA 17’NCİ YÜZYILDA KEŞFEDİLEN, YERLİ MAORİ HALKLARININ İSE PASİFİK ADALARINDAN SEYAHATLE 12 İLA 13’ÜNCÜ YÜZYILLARDA YERLEŞTİKLERİ YENİ ZELANDA, EN YAKIN KOMŞUSU AVUSTRALYA’YA BİLE 2.000 KİLOMETRE UZAKTA YER ALAN, DÜNYANIN EN BAKİR ÜLKELERİNDEN BİRİ. İNGİLİZ MİLLETLER TOPLULUĞU ÜYESİ OLAN YENİ ZELANDA, TARIMA DAYALI EKONOMİSİNİ KÜRESELLEŞTİREREK BEŞ MİLYONA YAKLAŞAN NÜFUSUNA ÖNEMLİ BİR REFAH ÜRETMEYİ SAĞLARKEN, HALEN DÜNYA İŞ YAPMA ENDEKSİ’NDE DE EN ÜST SIRALARDA BULUNUYOR. TÜRKİYE İLE ÇANAKKALE KARA SAVAŞLARI NEDENİYLE GÜÇLÜ DUYGUSAL BAĞLARA SAHİP OLAN YENİ ZELANDA, İKİLİ TİCARETTE İSE COĞRAFİ UZAKLIĞIN ETKİSİYLE TÜRK İHRACATÇILARINA ÇOK SINIRLI BİR POTANSİYYEL SUNABİLİYOR.

Yeni Zelanda toprakları, dünya üzerinde insan yerleşiminin en geç başladığı yerlerden biri kabul ediliyor. Kuzey ve Güney Adası olmak üzere iki ana ve 700’den fazla yan adacıktan oluşan Yeni Zelanda’nın ilk yerleşimcileri, 13’üncü yüzyılda Fiji ve Polinezya gibi Büyük Okyanus’un doğusundaki adalardan geldikleri tahmin edilen Maori halklarıdır. Kendisini daha çok “AsyaPasifik” ülkesi olarak tanımlayan Yeni Zelanda, demokrasiye, çoğulculuğa ve insan haklarına dayalı şeffaf devlet yapısı, eğitimli nüfusu, liberal ekonomisi ve halkına sağladığı refah düzeyiyle gelişmiş bir ülkedir. Özellikle Güneydoğu Pasifik’te önemli ve etkili bir devlet olan Yeniz Zelanda’nın, bu bölgeyle karmaşık siyasi, ekonomik, ticari, kültürel, etnik, tarihsel ve dinsel bağları bulunuyor. Bu kapsamda her ne kadar Yeni Zelanda halkının büyük bölümü kendini “Avrupalı” olarak nitelendirse de ulusal kimlik “çok boyutlu ve çok kültürlü” olarak tanımlanıyor ve bu kimliğin Avrupalı, Maori, Polinezyalı, Asyalı, Afrikalı ve Amerikalı toplulukları kapsadığı belirtiliyor. Gelişen ve büyüyen bir ekonomiye sahip olan Yeni Zelanda, düşük seyreden enflasyon ve işsizlik oranları ile 50 bin dolara yaklaşan kişi başı ortalama yıllık geliri, istikrarlı büyüme trendiyle yüksek düzeyde gelişmiş bir ülke görünümünü de sürdürüyor. Ülke ekonomisi büyük oranda hizmet sektörü, tarım ve hayvancılığa bağlıyken, istihdamın ve milli gelirin dörtte üçünü karşılayan hizmet sektöründe öne çıkan sahalar turizm, finans, emlak, inşaat, sigorta ve işletmecilik olarak sıralanıyor. Yeni Zelanda, küresel rekabette dünyada ilk 15, iş yapma kolaylığında ise ilk üç ülke arasında yer almaya devam ederken, bu açıdan yerli ve yabancı yatırımcılar açısından son derece cazip iş sahasıları sunmaya da devam ediyor.

KEŞFEDİLEN SON TOPRAKLAR

Avrupalı sömürgecilerden Yeni Zelanda’ya ilk olarak 1642’de Abel Tasman liderliğindeki Hollandalılar gelmişse de 1769’da İngiliz denizci James Cook’a kadar bölgede bir sömürge faaliyeti gerçekleşmedi. 1807-1837 yılları arasında gerçekleşen Musket Savaşları neticesinde yerli halk köleleştirildi ve 6 Şubat 1840’ta İngiltere ile Maori yerlileri arasında Waitangi Anlaşması imzalandı. 21 Mayıs’ta ise tüm Yeni Zelanda’da İngiltere egemenliği ilan edildi. 1 Temmuz 1841 tarihinde de Yeni Zelanda müstakil bir koloni hâline getirildi. Bunun üzerine Maorilerin İngiliz sömürge yönetimine karşı giriştiği çatışmalar, 1872 yılına kadar devam ederken, bu çatışmalarda binlerce yerlinin yaşamını yitirdiği de biliniyor. Ülkede ilk meclis 1854 yılında açıldı. İngiliz sömürge yönetimi başlangıçta Auckland’ı başkent olarak belirlemişse de sömürge dönemiyle birlikte Wellington şehri kuruldu ve şehir 1865’te başkent ilan edildi. Yeni Zelanda 1907 yılında İngiliz Milletler Topluluğu’na üye, özerk statüde bir devlet hâline getirilirken, 1947 yılına gelindiğinde, İngiltere’nin Yeni Zelanda’nın onayı olmadan ülke adına yasama yapamayacağı ilan edildi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda, Avustralya ile birlikte oluşturduğu ANZAC (Australian and New Zealand Army Corps) birliği ile İngiltere’nin yanında yer alan Yeni Zelanda, 20’nci yüzyılın ikinci yarısında hızlı bir gelişim sürecine girdi ve yakaladığı siyasi ve ekonomik istikrarla, özellikle 1980’lerden sonra pek çok sahadaki etkinliğini giderek artırdı.

ANZAK GÜNÜ YENİ ZELANDA İÇİN HALEN ÇOK ÖNEMLİ

İngiliz Milletler Topluluğu’na üye olan Yeni Zelanda’nın yönetim biçimi, İngiliz sistemi parlamenter demokrasiye sahip anayasal monarşidir. Anayasal demokrasi olarak da adlandırılan devlet düzenini belirleyen tek bir belge bulunmazken, anayasal düzen kanunlar, mahkeme içtihatları ve tarihsel süreç içerisinde ortaya çıkan uygulama kuralları üzerine oturtulmuştur. Öte yandan, yerli halk olan Maorilerle yapılan 1840 Waitangi Anlaşması, ülkenin kurucu belgesi olarak halen önem taşıyor. Devlet Başkanı, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth iken, Yeni Zelanda Başbakanı’nın teklifi üzerine genellikle beş yıllık sürelerle atadığı Genel Vali tarafından temsil ediliyor. Ancak Kraliçe ve Genel Vali, ülkeden tarafsız ve simgesel konumda bulunuyor. Türkiye-Yeni Zelanda ilişkilerinin tarihsel zeminini oluşturan Çanakkale Kara Savaşları ise Yeni Zelanda’nın ulusal kimliğinin olgunlaşması sürecinde en önemli dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Ülkenin resmi ulusal günü “Waitangi Günü” olmakla birlikte, “Anzak Günü” de ulusal gün olarak kabul görmeye devam ediyor.

DIŞ TİCARETİNİ ÇİN, ABD VE AVUSTRALYA ŞEKİLLENDİRİYOR

Yeni Zelanda, önemli yer altı kaynaklarına sahip bir ülkeyken, önemli hidroelektrik ve doğal gaz kaynaklarına da ev sahipliği yapıyor. Önde gelen üretim sektörleri; gıda işleme sanayisi, ağaç ve kâğıt ürünleri ile maden işletmeciliğiyken, ayrıca sigorta ve işletmecilik hizmetleri sektörleri de Yeni Zelanda ekonomisine önemli katkılarda bulunmayı sürdürüyor. Bu çerçevede Yeni Zelanda, küçük bir ekonomiye sahip olan, ekonomisi büyük oranda tarıma bağımlı bir görünüm sergilemesine rağmen bölgenin önemli üreticisi bir olmaya devam ediyor. Ülke özellikle süt ürünleri, et ürünleri ve orman ürünleri ihracatından önemli ölçüde gelir elde etmeyi sürdürürken, Yeni Zelanda süt ve süt ürünleri alanında dünyada ilk sıralarda yer alıyor. Yeni Zelanda, aynı zamanda 35 milyon civarındaki koyun varlığıyla nüfusuna göre en fazla küçükbaş hayvana sahip olan ülkeyken, 150’ye yakın ülkeye süt ve süt ürünleri ihraç eden ülke, bu alandaki ihtiyacın dörtte birini tek başına karşılıyor. 300 bin hektarı bulan çiftlik varlığında hayvancılığın yanı sıra tarımsal faaliyetler de oldukça gelişmiş durumdayken, özellikle dünya kivi üretiminin dörtte biri Yeni Zelanda’da gerçekleşiyor. Yine küçük ve büyükbaş hayvan eti, ormancılık gibi alanlar da ülke ekonomisinin önemli gelir kolları arasında üst sıralarda bulunuyor. Ülke ekonomisindeki payı yüzde 20’ler civarında olan sanayi sektörlerinde ise en önemli alan kuşkusuz gıda işlemedir. Buna ek olarak maden, ağaç, kâğıt, hafif mühendislik ve imalat sektörü de öne çıkan sahalarken, doğal kaynaklar bakımından zengin olan Yeni Zelanda’nın sahip olduğu başlıca madenler altın, linyit, kömür, gümüş, sülfür, demir ve titanyumdur; hidroelektrik santraller ise ülkenin enerji ihtiyacının yarısından fazlasını karşılar.

“UZAK BİR PAZAR OLMASI NEDENİYLE YENİ ZELANDA’YA İHRACAT YAPMAYI DÜŞÜNEN MUHTEMEL İHRACATÇILARIN, PİYASAYA GİRMEDEN KAPSAMLI PAZAR ARAŞTIRMASI YAPMALARI VE UYGUN FİYAT TESPİTİ İÇİN İTHAL EDİLECEK ÜRÜNLERİN TABİ OLACAĞI MASRAFLARI GÖZ ÖNÜNDE TUTMALARININ ÖNEM ARZ ETTİĞİ BİLDİRİLİYOR.”

Dış ticarette ülke, 2010’lu yıllarda dengeli bir seyir izlemiş, toplam hacim 70 ila 80 milyar aralığında seyretmişti. Tüm dünyada etkili olan salgın nedeniyle ekonomisinde kısmi kayıplar yaşayan ülke, 2020 yılında 37 milyar doları ihracat, 37 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 74 milyar dolarlık bir ticaret hacmi oluşturdu. Yeni Zelanda’nın dış ticaretteki en önemli partnerleri ise ithalat ve ihracatta yüzde 20’ler civarındaki payı ile Çin, yüzde 15’ler civarındaki payı ile Avustralya ve yüzde 10’luk payı ile ABD olmayı sürdürdü. Böylece bu üç ülke Yeni Zelanda’nın toplam dış ticaret hacminin yaklaşık yarısını karşılamaya devam ederken, bu alanda öne çıkan diğer önemli ortaklar Japonya, Güney Kore, Birleşik Krallık, Almanya, Tayland ve Singapur olarak sıralandı.

TÜRKİYE İLE TİCARETİ ÇOK SINIRLI

Türkiye ile Yeni Zelanda arasındaki ilişkiler barış ve dostluk temelinde olumlu düzeyde seyretmeyi sürdürüyor. Çanakkale Kara Savaşları’nda büyük kayıplar veren ANZAC birlikleri nedeniyle Türkiye ve Yeniz Zelanda arasında kırılması güç duygusal bir bağ kurulmuşken, Yeni Zelanda’nın ulusal günü kabul edilen 25 Nisan Anzak Günü’nde, her yıl binlerce Yeni Zelandalı ve Avustralyalı Türkiye’ye gelmeye ve anma törenlerine katılmaya da devam ediyor. Diğer yandan, iki ülke arasındaki ticari ilişkiler 2000’li yıllara kadar neredeyse yok derecesindeyken, 2000’li yıllarla birlikte ivme kazanmaya ihracatı düzenli bir artış gösterirken, toplam ticaret hacmi 2010’lu yılların ikinci yarısında yatay konuma geçti. 2020 yılında karşılıklı ticaret hacmi 134,5 milyon doları ihracat, 31,2 milyon doları ithalat olmak üzere toplamda 165,7 milyon dolar olarak gerçekleşirken, Türkiye’den Yeni Zelanda’ya ihraç edilen başlıca ürünler; otomobil ve motorlu taşıtlar, plastik eşya, beyaz eşya, üzüm, sentetik iplik, elektronik cihazlar ve meyve çeşitleri oldu. Yeni Zelanda’dan ithal edilen başlıca ürünlerse; sakatat, yün ve yapağı, süt ürünleri, tıbbi cihazlar, gıda müstahzarları, yat ve tekneler, hayvan derisi ve havalandırma araçları olarak sıralandı.

UZAK BİR PAZAR OLMASI NEDENİYLE YENİ ZELANDA’YA İHRACAT YAPMAYI DÜŞÜNEN MUHTEMEL İHRACATÇILARIN, PİYASAYA GİRMEDEN KAPSAMLI PAZAR ARAŞTIRMASI YAPMALARI VE UYGUN FİYAT TESPİTİ İÇİN İTHAL EDİLECEK ÜRÜNLERİN TABİ OLACAĞI MASRAFLARI GÖZ ÖNÜNDE TUTMALARININ ÖNEM ARZ ETTİĞİ BİLDİRİLİYOR.”

 

MAKİNE TİCARETİNDE PAZAR GÜÇLÜ AMA PAYIMIZ DAR

Yeni Zelanda’nın makine özelinde ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre, ülkenin makine ihracatının 2020’de yüzde 12,8 azalarak 932 milyon dolar olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Yeni Zelanda’nın en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ilk sırada 302,7 milyon dolarla Avustralya yer alırken, ikinci sıradaki ABD 2020’de Yeni Zelanda’dan 260,3 milyon dolarlık makine alımı yaptı. Üçüncü sıradaki Birleşik Krallık’a da 38,3 milyon dolarlık makine ihraç edildi. 2020’de Türkiye ise Yeni Zelanda’dan gerçekleştirdiği makine ithalatında yüzde 12,8’lik artışla 4,3 milyon dolar değerinde makine alımı yaptı. Bu dönemde Yeni Zelanda’nın Türkiye’ye gerçekleştirdiği 31,2 milyon dolarlık toplam ihracat içindeki makinenin payı da yüzde 13,8 olarak kayda geçti. Aynı dönemde Yeni Zelanda’nın toplam ihracatının 37,5 milyar dolar olduğunu ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 2,5 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 37,1 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 15,6 pay aldığı Yeni Zelanda’da, 2020’de yüzde 13,2’lik azalışla 5,8 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Yeni Zelanda’nın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 1,7 milyar dolarla Çin yer alırken, listenin ikinci sırasında bulunan ABD’den 925,5 milyon dolar değerinde makine ithal edildi, üçüncü sıradaki Almanya’dan da 558,5 milyon dolarlık makine alımı yapıldı. Bu dönemde Yeni Zelanda’nın Türkiye’den gerçekleştirdiği makine ithalatı da yüzde 2,4’lük artışla 22,3 milyon dolar oldu ve Türkiye, Yeni Zelanda’nın makine ithalatında 30’uncu sırada yer aldı. Bu veriyle, Yeni Zelanda’nın toplam 5,8 milyar dolarlık makine ithalatından 2020’de Türkiye’nin aldığı payın yüzde 0,38 seviyesinde gerçekleştiğini; Yeni Zelanda’nın Türkiye’den yaptığı 134,5 milyon dolarlık toplam ithalat içindeki makinenin payının ise yüzde 16,6 olarak kayda geçtiğini hatırlatalım.

“ÇANAKKALE KARA SAVAŞLARI’NIN YENİ ZELANDA’NIN ULUS OLMA SÜRECİNDE TAŞIDIĞI BÜYÜK ÖNEM VE YENİ ZELANDALILARIN GELİBOLU YARIMADASI’NI ‘KUTSAL BİR MEKÂN’ OLARAK KABUL ETMELERİ NEDENİYLE HER YIL TÜRKİYE’YE ORTALAMA 20 BİN YENİ ZELANDALI TURİST GELİYOR. BU NEDENLE, İKİ ÜLKE ARASINDA NİSPETEN ÖN YARGISIZ İYİ İLİŞKİLER BULUNUYOR.”