İhracatı artırabilmek için, uluslararası rekabet koşullarında ekonomik ve çevresel yönden uygun ürünler üretilmesi firmalar için günümüzde artık bir zorunluluk. Moment Expo’nın sorularını...
İhracatı artırabilmek için, uluslararası rekabet koşullarında ekonomik ve çevresel yönden uygun ürünler üretilmesi firmalar için günümüzde artık bir zorunluluk. Moment Expo’nın sorularını yanıtlayan Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şenol Başkaya, bu bağlamda; sürdürülebilir kalite, fiyat, servis alt yapısının oluşturulması gerektiğine değ inerek, ürün maliyetinin enerji ve yatırım maliyetlerinden oluştuğunu ifade ediyor. Prof. Dr. Başkaya, “Yatırım maliyetleri normal üretimle ilgili ve çevre yatırımları olmak üzere iki bölümden oluşur. AB enerji verimliliği ve çevre koşulları nın sağlanabilmesi için, Türkiye sanayi alt yapısına önümüzdeki on yıl içerisinde 200 milyar doların üzerinde bir yatı rım yapması gerekmektedir” diyor.
“SANAYİ DEVRİMİNİ ZAMANINDA ALGILAYAMADIK”
Türkiye’nin sanayi devrimini zamanında algılayamaması sonucu, sanayileşemediğ ini, bunun ardından da ekonomik ve askeri çöküntüye uğrayarak, imparatorluğ un parçalandığını ve çöktüğünü söyleyen Prof. Dr. Başkaya, “Toplumları bir arada tutan faktörlerin başında değ işen dünya koşullarında sürdürülebilir bir ekonomik alt yapının oluşturulması gelmektedir” diyor. Gerçek anlamda sanayileşmenin cumhuriyetle başladığının da altını çizen Prof. Dr. Başkaya, Birinci Dünya Savaşı sonunda, başta ön görülen serbest piyasa ekonomisine bu kritik dönemde geçilemediğinden, gerçek dinamik bir ekonomik alt yapının oluşturulamadığı nı ve yerli sermaye biriktirilemediğ ini söylüyor. Prof. Dr. Başkaya’ya göre ancak 1980’ler sonunda, ön hazırlıksız bir biçimde çok hızlı olarak dış dünyaya açılınmış, dış sermaye ile ihracata dönük bir üretim alt yapısı oluşturulmaya başlanmıştır. Dış dünyayla rekabet edebilecek özellikte üretim yapabilmesi için, ham maddesinden başlayarak, ara maddeler, enerji, makine, teknoloji vb. tüm girdilerin dış borç kullanılarak sağlanması yönüne gidilmiştir. Prof. Dr. Başkaya ayrıca, şu anda devlet ve özel sektörün toplam dış borcunun, önümüzdeki dönemde, yıllık Prof. Dr. Şenol Başkaya: “Sanayinin 200 milyar dolara ihtiyacı var” milli gelirin 5-10 katına ulaşması, belki de aşmasının beklendiğini aktarıyor. Böyle bir ekonominin sürdürülebilir olması için, ithal kalemlerinin, yerli birikim, hammadde, mühendislik çalışmaları ve üretim optimizasyonları ile artan bir hızla, yerel olarak karşılanabilir hale getirilmesinin kaçınılmaz olduğuna da değ inen Prof. Dr. Başkaya, “Bu durumun, yerli teknoloji geliştirmeye yönelmeden aşılmasının mümkün olmayaca- ğ ı, tüm devlet ve sanayi kuruluşları tarafı ndan görülmüştür” diyor. Prof. Dr. Başkaya ayrıca, son yıllarda uygulamaya konulan, teknoloji destekleme ve geliştirme program ve uygulamaları (TÜ- BİTAK, Sanayi Bakanlığı Santez projeleri, TTGV destekleri, Teknopark uygulamaları vb) ile sanayimizde, Ar-Ge çalışmaları na karşı büyük bir ilgi ve yönelme meydana geldiğini söylüyor.
GAZİ UNİVERSİTESİ MAKİNE MUHENDİSLİĞİ BOLUMU BAŞKANI PROF. DR. ŞENOL BAŞKAYA, İHRACATI ARTIRABİLMEK İCİN KALİTE, FİYAT VE SERVİS ALT YAPISININ ONEMLİ OLDUĞUNA DEĞİNEREK, “AB ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE CEVRE KOŞULLARININ SAĞLANABİLMESİ İCİN, TURKİYE’NİN SANAYİ ALT YAPISINA ONUMUZDEKİ ON YIL İCERİSİNDE 200 MİLYAR DOLARIN UZERİNDE BİR YATIRIM YAPMASI GEREKMEKTEDİR” DİYOR
URETİM VE CEVRE YATIRIMLARI
İhracatı artırabilmek için, uluslararası rekabet koşullarında ekonomik ve çevresel yönden uygun ürünler üretilmesinin zorunlu olduğuna da değ inen Prof. Dr. Başkaya, “Bu bağ lamda; sürdürülebilir kalite, fiyat, servis alt yapısının oluşturulması gerekmektedir” diyor. Ürün maliyetinin enerji ve yatırım maliyetlerinden oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Başkaya, bu maliyetin minimuma, karın maksimuma çıkarılabilmesi için, enerjinin çok yaşamsal bir önem taşıdı- ğ ını çünkü Türkiye enerjisinin yüzde 70 dolayındaki bir bölümünü dışalımla karşı ladığ ını sözlerine ekliyor. Bu bağ lamda yerli kaynaklara yönelik enerji dönüşüm teknolojilerinin geliştirilmesinin zorunluluğ una değ inen Prof. Dr. Başkaya, “Yatırım maliyetleri normal üretimle ilgili ve çevre yatırımları olmak üzere iki bölümden oluşur. AB enerji verimliliği ve çevre koşullarının sağlanabilmesi için, Türkiye sanayi alt yapısına önümüzdeki on yıl içerisinde 200 Milyar doları n üzerinde bir yatırım yapması gerekmektedir” diyor. Prof. Dr. Başkaya şöyle devam ediyor: “Ayrıca ihracata yönelik ürünlerinin dış pazarlarda satı- labilmesi için, çeşitli sertifikasyon (örne- ğ in CE, kalite, güvenlik, diğer ISO vb.) işlemlerinin yapılması zorunludur. Önümüzdeki yıllarda ülkemiz bunlar için 50 Milyar dolar dolayında dışarıya kaynak aktarmak zorundadır. Bu gün Belçika’ya gönderilen bir kazanın belgelendirme işlemi 30-50 Bin Euro dolayında olmaktadır.”
“UNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ GEREKLİ”
Prof. Dr. Başkaya, Türkiye makine sektörünün teknoloji üreten rakipleriyle yarı şabilmesi için izlemesi gereken yolu ise şöyle açıklıyor: “Orta öğretim de göz önünde bulundurularak, Türk üniversitelerinde mühendislik ve ekonomi ile ilgili eğ itimin ABD ve AB standartlarına çıkartılabilmesi için, sanayimizin de büyük ısrar ile her türlü eğ itim ve laboratuar alt yapısının yeniden ele alınıp gerekli kaynakların ayrılması gerekir. Üniversite eğ itim ve Ar-Ge giderlerinin devlet ihale yasasında çıkarılıp AB uygulamaları ile uyumlu hale getirilmelidir.” Prof. Dr. Başkaya ayrıca bu amaçlara en kısa ve en verimli bir biçimde ulaşabilmek için, bununla uyumlu Sanayi- Üniversite işbirliğinin gerçekleştirilebilmesi gerektiğini söyleyerek, “Bu işbirliğ i kapsamında eğ itim programları oluşturulmalı ve etkinleştirilmelidir” di- yor. Sanayi Ar-Ge faaliyetlerinin artırı- labilmesi için gerekli her türlü fon ve desteklerin sağlanmasının da elzem olduğ unu aktaran Prof. Dr. Başkaya, “Yerli kaynaklara (linyit, rüzgar, biyokütle, güneş, bor vb.) dayanan temiz enerji dönüşüm teknolojileri ve çevre teknolojileri ile ilgili Ar-Ge projelerinin öncelikle desteklenmesi, bunlarla ilgili prototip üretme ve uygulamalara yönelik yatırım programlarının oluşturulması gerekiyor” diyor. Prof. Dr. Başkaya, enerji verimliliğini sağ lama ve hava kirliliğ ini azaltmaya yönelik olarak da Ar- Ge, Test, Ölçme, Kalibrasyon, belgeleme vb. ile ilgili üniversitelerde laboratuar alt yapılarının kurulması gerektiğini aktarıyor.
“UC YENİ ARAŞTIRMA BİRİMİ OLUŞTURULDU”
Sanayicilerin son yıllarda artan Ar-Ge çalışmalarına katkıda bulunmak ve üniversite- sanayi işbirliğini artırmak için bölüm içinde üç yeni araştırma birimi oluşturulduğunu ifade eden Prof. Dr. Başkaya, “Bu araştırma birimlerinde; Enerji optimizasyonu, Mekanik tasarım ve analiz, Titreşim analizi ve kontrolü, Otomasyon, Toz metalürjisi teknikleri gibi geniş bir yelpazede ortak çalışmalar yapılmaktadır” diye konuşuyor. Prof. Dr. Başkaya, bölümdeki öğretim üyelerinin sanayicilere vermiş olduğu bireysel danışmanlıklardan farklı olarak, bu araştırma birimleri vasıtasıyla, sanayicinin problemlerine kurumsal katkıda bulunulduğ unu söylüyor. Prof. Dr. Başkaya, “Türk Makine Sektörünün ve Sanayicisinin ihtiyacı olan laboratuar ve ürün geliştirme çalıştırmaları ile yakından ilgili yüksek lisans ve doktora tez konuları verilmekte, sektörün ihtiyacı olan konularda akademik çalışmalar yapı lmaya çalışılmaktadır” diyor. Yine bölüm içinde yeni oluşturulan AIDinENG (Advanced and Integrated Developments in Engineering) araştırma birimi, sadece makine mühendisliğ i ile ilgili problemleri değ il aynı zamanda di- ğ er disiplinlerle ilişkisi olabilecek mühendislik problemlerine de çözüm bulmak üzere oluşturulmuş bir bölüm. AIDinENG adı mühendislikte yardımlaşmayı, birlikte çalışmayı amaçlıyor. Bu birim gerektiğinde yurtdışı üniversiteleri de Ar-Ge çalışmalarına katıyor. Prof. Dr. Başkaya, birimi somut bir örnekle şöyle açıklıyor: “Özler Plastik A.Ş. için yeni bir plastik şişirme makinasının Ar- Ge çalışmalarında, Sheffield Üniversitesi (İngiltere) Makine Mühendisliği bölümü ile beraber çalışıyoruz. Sanayicimizin ihtiyaçları doğrultusunda, gerekirse bölümümüz liderliğinde farklı yurtdışı üniversite katkıları da sağlanabilmektedir. Bu tür uygulamaları, bölümümüz dışında başarı ile yürütebilen üniversiteler yok denecek kadar azdır.”
“OSTİM-OSB İLE PROTOKOL İMZALADIK
Üniversitedeki yönetimin üniversite-sanayi işbirliğine çok büyük bir önem verdiğ ine de değ inen Prof. Dr. Başkaya, “Bu bağ lamda Gazi Üniversitesi ile OSTİ M-OSB başkanlığı bir protokol imzalamı ş durumdadır. Ayrıca enerji konusundaki çalışmaları da hızlandırmak amacıyla Gazi Üniversitesi – EİE – OSTİ M-OSB arasında 31 Temmuz 2009 tarihinde gene bir işbirliği protokolü imzalanmıştır” diyor. Bölümün akademik personeli tarafından yapılan Ar-Ge çalışmaları sonucunda son yıllarda enerji ve makine konstrüksiyon konularında planlama doğrultusunda sistemler geliştirilerek patentleştirilmiştir. Prof. Dr. Başkaya, bunlardan birkaç örneği ise şöyle veriyor: “Özel besleme sistemli, alev kalkanına sahip, ikincil yakma havalı sürekli şartlarda kömür ve biyokütle yakan katı yakı tlı yakma sistemi, Asbestsiz Balata Malzemeleri, Karaciğer Kist Hitatiği İrrigation ve Suction Sistemi, Merdiven Çıkan Elektrikli Hasta Arabası Tasarımı ve İmalatı, Şerit Katlama makinası, Vinç Sistemli Hareketli Hidrolik Sedye, Sargı Bezi Katlama ve Paketleme Makinası.” Son iki yıl içerisinde bölümdeki araştırma birimlerinin kurumsal destek anlayı- şı içerisinde Türkiye makine sektörüne, hem mali hem de teknolojik boyutu itibariyle önemli sayılabilecek Ar-Ge desteğ i veriyor. Prof. Dr. Başkaya bunlardan bir kaçını örnek olarak veriyor: “Özler Plastik A.Ş., Ersel Ağır Makine A.Ş., Treysan A.Ş., Kelebek Matbaacılık A.Ş.’nin yeni makine tasarımları ve Ar- Ge çalışmaları.” Bölümün kurumsal destek anlayışının sanayici için çok daha anlamlı geldiğine değ inen Prof. Dr. Başkaya şöyle devam ediyor: “Çünkü genellikle sanayicimizin problemi birçok farklı disiplini içermektedir. Bu nedenle, bir tek akademisyenden kişisel destek almak yerine, Ar-Ge probleminin çözümü için daha kapsamlı ve farklı boyutları içerecek şekilde kurumsal desteğ i almak tercih edilmektedir. Tabi ki, bireysel olarak da bölümümüz öğretim üyeleri sanayicimize danışmanlık hizmeti vermektedir, buna ilişkin yüzlerce örnek mevcuttur.
” SEKTORDEN BEKLENTİLER
Mühendislik-Mimarlık Fakültesi ve Makine Mühendisliği Bölümü olarak gerek akademik personel ve gerekse araştırma laboratuarları bakımından makine imalat sektörünün ihtiyacı olan araştırma çalışmalarını yapabilecek seviye ve yeterliliğe sahip. Prof. Dr. Başkaya, makine ve aksamları imalat sektöründen fakültelerinin beklentisini ise şöyle açıklı yor: “Daha çok uygulama projelerinin çalışılabilmesi ve sektörün ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla uzmanlık alanlarına göre fakültemizden ve bölümümüzden birlikte çalışmaya yönelik istekte bulunmalarıdır. Daha verimli ve problem çözmeye yönelik çalışmaların gerçekleştirilebilmesi için makine imalat sektörünün güncel ihtiyaçları sektör sahipleri tarafından üniversitelere taşınması gerekir.” Makina Mühendisliği Bölümü olarak, sektörün ihtiyaçlarını izlediklerine de değ inen Prof. Dr. Başkaya,”Bu konuda ‘İşveren Anketi’ düzenliyor ve belli aralı klarla sanayicinin bölümümüzden beklentilerini ve bölümümüzün sanayici gözünde eksikliklerini öğrenmeye çalışı- yoruz” diyor. Prof. Dr. Başkaya şöyle devam ediyor: “Yapmış olduğumuz bu çalışmalar, bizim eğ itim kalite güvencesi kapsamındaki çalışmalardır. Elbette, anket çalışmalarında sanayicimizin çok kısıtlı bir kısmına ulaşabiliyoruz. Bunun yanında, bölümümüz öğretim üyelerinin üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde sanayicilerden almış oldukları sözlü öneriler de değerlendirilmektedir. Bölümümüzdeki altyapı eksikliği, kamunun yatırım imkânları ölçüsünde giderilmeye çalışılmaktadır. Ancak bunun yanında, kurumsal olarak sanayiciye döner sermaye kapsamında vermiş olduğ umuz Ar-Ge desteklerinden elde edilen gelirlerin bir kısmı da altyapı eksikliğ ini gidermek için kullanılmaktadır. Buna örnek olarak bölümümüze kazandı rılan bilgisayarlar verilebilir. Bizler sektörün beklentilerini karşılamak için elimizden geleni yapıyoruz.” Prof. Dr. Başkaya ayrıca, “Bunun dışında, son iki yılda artan bir eğ ilim olsa da, üniversite- sanayi işbirliğine önem vermelerini bekliyoruz. Çünkü bu işbirliği hem sanayicimize hem de üniversitelerimize çok olumlu etkiler bırakmaktadır” diye konuşuyor.
“YENİ MEZUNLARIN UYUM SURECİ DİKKATE ALINMALI”
Prof. Dr. Başkaya, “Genel olarak sanayicimiz bizden yeni mezun olmuş mühendisimizi, beklentilerini tam karşılayan birisi olarak, ertesi gün işe başlatmak istemektedir. Oysa makine mühendisliği çok geniş çalışma konularına sahiptir ve lisans eğitiminde genel mühendislik ilkeleri ve tasarım yetenekleri öğrencimize kazandırılmaktadır” diyor. Bundan sonra, sanayicinin özel beklentilerine yönelik olarak mezun olan mühendislerin bir uyum süreci geçirdiğine de değ inen Prof. Dr. Başkaya, “Sanayicimizin, bu uyum sürecinin doğ al bir süreç olduğ unu kabul etmelerini bekliyoruz” diye konuşuyor. Makine Mühendisliği Bölümü dahil olmak üzere fakültenin lisansı nı tamamlamış genç mühendislerin, herhangi bir konuda uzman olarak değ il ancak mühendislik formasyonunu yeni tamamlamış ve mesleğinin başlangı cında olan bireyler olarak yetiştiğini aktaran Prof. Dr. Başkaya, öncelikle yeni mezun mühendislerin çalışacak oldukları iş konusuna uyumlaştırılması sürecinin sektörel bazda sanayiciler tarafı ndan yapılması gerektiğini söylüyor. Üniversite sanayi işbirliğinin başarılı bir şekilde oluşturulabilmesinin en temel gerekliliği her iki tarafın ortak bir platformda buluşabilmeleri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Başkaya, bu nedenle makine imalatçıları ve diğer sektörlerin kendileri ile uyumlu çalışabilecek ve ihtiyaç duydukları araştırma konularındaki birimlere ulaşmaları gerekir diyor. Prof. Dr. Başkaya, “Üniversite ve sanayici ülke ihtiyaçlarının çözmeye yönelik olarak kendi potansiyellerini belirlemeli ve çalışma biçimiyle ilgili olarak bir Ar- Ge stratejisi ortaya koymalıdır. Her iki taraf da problemin çözümüne yönelik kendisini çözümün merkezinde hissetti- ğ i ve ona göre davrandığı sürece bugüne kadar yaşanan birbirinden ayrık yaşama ve çalışma alışkanlığı değişmeyecektir” diye konuşuyor.
“ENERJİ VE CEVRE SİSTEMLERİ UZERİNE DESTEK VERİYORUZ”
Bölümün enerji ve çevre sistemleri üzerine şimdiye kadar birçok firmaya destek olduğunu da ifade eden Prof. Dr. Başkaya, “Bu anlamda ülkemizdeki bilinirliğ i oldukça iyidir. Diğer yandan Toz Metalürjisi konusunda ülkemizdeki en güçlü laboratuarlardan birine sahip olup bu alanda çalışan firmalarca da gayet iyi bilinmektedir” diyor. Prof. Dr. Başkaya ayrıca, “Bünyemizde kurmuş olduğumuz Türk Toz Metalürjisi Derne- ğ i, ilki 1996 yılında, sonuncusu da 2008'de olmak üzere beş uluslararası konferans düzenlemiş ve birçok sanayici ile araştırmacıyı bir araya getirmiştir. Kanaatimce üniversite-sanayi işbirliğ üinin güzel bir örneği bu dernek bünyesinde yürümektedir” diyor. Mevcut altyapı sında Pro-Engineer, Inventor, Mechanical Desktop ve Autocad programları ile CFD, ANSYS ve MATLAB analiz programlarını bulundurduğunu ve eğ itim- araştırma faaliyetlerinde kullanıldı- ğ ını aktaran Prof. Dr. Başkaya, “Yakin gelecekte bilgisayar destekli analiz yapabilme altyapısını güçlendirmeyi hedeflemiştir ve bu birikimini sanayi ile paylaşmak konusunda yeterli arzuya sahiptir” diye konuşuyor. Spot: “ Bünyemizde kurmuş olduğumuz Türk Toz Metalürjisi Derneğ i, ilki 1996 yılında, sonuncusu da 2008'de olmak üzere beş uluslararası konferans düzenlemiş ve birçok sanayici ile araştırmacıyı bir araya getirmiştir. Kanaatimce üniversite-sanayi işbirliğ inin güzel bir örneğ i bu dernek bünyesinde yürümektedir.”
Prof. Dr. Şenol Başkaya Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliğ i Bölümü Başkanı Üniversite ve sanayici ülke ihtiyaçlarını çözmeye yönelik olarak kendi potansiyellerini belirlemeli ve çalışma biçimiyle ilgili olarak bir Ar-Ge stratejisi ortaya koymalıdır..