Türkiye’nin Makinecileri olarak, dünya mal ticaretinin yüzde 4 ila yüzde 6 bandında daraldığı bir dönemde ihracat artışımızı sürdürerek, başarı hikâyesinin son cümlesini yazdık. Sektörümüzün Türkiye’yi her alanda bir üst sınıfa taşıyacak deneyim ve altyapısı mevcut.
Türkiye’nin Makinecileri olarak, dünya mal ticaretinin yüzde 4 ila yüzde 6 bandında daraldığı bir dönemde ihracat artışımızı sürdürerek, başarı hikâyesinin son cümlesini yazdık. Sektörümüzün Türkiye’yi her alanda bir üst sınıfa taşıyacak deneyim ve altyapısı mevcut. Bu noktada Türkiye’nin bu potansiyeli iyi kullanması ve “Büyüme Makinesi”ni doğru işletmesi gerekiyor. Yeni iletişim kampanyamızda Türk makine sektörünü, ülkemizin “Büyüme Makinesi” olarak tanımladık. Bu çerçevede, dünya makine ihracatında küresel ortalamanın üzerinde artış kaydeden iki ülkeden biri olan Türk makine sektörünün yeni dönem hedefleri ve yol haritasını yine bu sloganla ilişkilendirdik. Bu başarımızla gurur duymakla birlikte daha alınacak çok yol olduğunun bilincindeyiz. Uluslararası rekabette gücümüze güç katabilmemiz, rakiplerden daha iyi bir sanayi stratejisine sahip olmamızla mümkündür. Türkiye, bir sanayi devrimi yapacak ve ileri teknolojili ürün ihraç edebilecek güç ve potansiyele sahip bir ülke. Sanayideki bu atağın sembolü ise ‘Büyüme Makinesi’ olacak”. Dünyada markalaşma stratejisini başarıyla yürüten tüm kurumlar gibi, teknoloji ve tasarımdaki temel trendleri yönetmeye çalışıyoruz. Sektörümüz geniş bir yan sanayi ağı oluşturması, teknolojiyle iç içe olması, sanayicilerimizin yatırım maliyetlerini düşürmesi, nitelikli personele yönelik istihdam alanı oluşturması ve ekonomide tetikleyici gücüyle Türkiye’nin ‘Büyüme Makinesi’ olmayı sürdürüyor. Özetle biz üretiyoruz, Türkiye büyüyor.
Makine sektörünün daha rekabetçi bir ivme kazanabilmesi için iç pazarda da yerli makine alımını teşvik edici önlemler alınması gerekiyor. Kamu ve kamu destekli makine ve teçhizat alımlarında, yerli üretimin var olması durumunda, bu ürünler tercih edilmeli. Özel sektör de Türkiye’nin Makinecileri’ne öncelik vermeli. Yerli sanayiciye yerli makine yakışır.
Tüm bunların yanında 2017 yılında da teknoloji üretimi yapan yabancı sermayenin Türkiye’ye gelmesi için gerekli imkanların sağlanması gerekiyor. Teknoloji yoğun üretim yapan yabancı sermayenin ülkemizi tercih etmesi için atılacak en önemli adımlardan biri de nitelikli iş gücünün artırılmasıdır. Bu nedenle nitelikli teknik eğitim ve yükseköğrenim için eğitim sisteminin yeniden gözden geçirilmesini savunuyoruz. Firmaların da çalışma kültürlerinde bir yenilenmeye ihtiyacı var. Küçük Türk şirketlerinin konsolidasyonunun sağlanması da bu sürecin bir parçası olmalıdır.