Birbiri üzerine dönen sert cisimlerden yapılmış, çeşitli maddeleri ezen, parçalayan ya da toz haline getiren irili ufaklı mekanizmalar bütünü değirmen makinesi olarak adlandırılıyor...

Birbiri üzerine dönen sert cisimlerden yapılmış, çeşitli maddeleri ezen, parçalayan ya da toz haline getiren irili ufaklı mekanizmalar bütünü değirmen makinesi olarak adlandırılıyor. değirmen makinesi üretiminde son yıllarda başarılı bir ivme yakalayan Türkiye, dünyanın ikinci büyük ihracatçısı konumunda.

Değirmen, çeşitli maddeleri öğütmekte kullanılan en eski araçlardan biri kabul ediliyor. Tarihi çok eski olan değirmenin ortaya çıkışı tarımın başlamasına dayandırılıyor. İlkel biçimleri hala kırsal kesimde kullanılan değirmen, ana hatlarıyla iki yassı taştan ve göbekte bulunan ağaç bir milden oluşuyor. Üst taşta çevirmeye yarayacak bir tutamaç ve tanelerin dökülebileceği bir boşluk bulunuyor. Alt taş ise sabittir. Üst taş dönerken taneler tekneden dökülür ve taşların arasında ezilen, ufalanan parçalar oluktan un olarak çıkar. Teknolojik gelişmeler değirmenlerin bu basit yapısını ve üretim biçimlerini geliştirse de temel mantığından uzaklaştırmadı. Değirmende ana unsur ters yönde dönebilen iki yüzey ile bu yüzeyleri döndürebilen kuvvettir.

Taşların dönmesini sağlamak için sırasıyla önce insan, sonra hayvan, daha sonra da rüzgar ve su güçlerinden yararlanıldı. Değirmenlerde, buğday tanelerinin ezilerek un haline gelmesi yeterince sağlanmakla beraber, buğday tanesini meydana getiren kabuklu kısımla (kepek), yeni ürün meydana getirecek oğulcuk ve esas besin gücünü veren (besidokusu) kısımları birbirinden ayrılmadan un meydana geliyordu. İnsanların gayesi, buğday tanesinin yüzde 2,5’ini meydana getiren oğulcukla, yüzde 12,5’ini teşkil eden kepeği bütünün yüzde 85’i olan besleyici besidokusundan tam olarak ayırabilmekti. Bu alanda geliştirilen teknolojilerle her zaman daha iyiye ulaşılması hedeflendi. Bugünkü teknoloji, değirmenlerin işleyişini önce su buharı makinelerine, sonra elektrik motorlu değirmen makineleri ne tekamül ettirerek modern hale getirdi. Bu yeni makineler aylarca kesintisiz çalışabilecek kapasiteye sahip, otomatik ve verimi çok yüksek teknolojileri bünyesinde barındırıyor. Değirmenler, kendilerini döndüren kuvvetler ile kuruluş amaçlarına göre gruplara ayrılıyor.

Çevirici kuvvetlere göre; El, hayvan, yel, su, motorlu ve buharlı değirmenler olarak sıralanırken, yaptıkları iş özelinde ise; Ağ, hububat, tuz, taş, kömür ve kütük değirmenleri olarak kategorize ediliyor.

El Değirmenleri: Evlerde bir kişi tarafından elle kolayca çevrilebilen küçük değirmenlerdir. Kahve, şeker, karabiber gibi maddeleri toz haline getirmek için kullanılır.

Hayvan Değirmenleri: Bunlar daha çok yavaş dönebilen yağ değirmenleridir.Tek ya da çift koşulmuş hayvanlarla çalışır.

Yel Değirmenleri: Rüzgar enerjisine bağlı olarak çalışan ve yakıt tüketmeyen değirmen türüdür. Rüzgardan verim alınabilmesi amacıyla çoğunlukla yüksek sırtlara kurulur. Değirmen taşları, rüzgarla dönen büyük pervanelere bağlıdır. Bu düzenekle pervane döndükçe değirmen taşları da dönerek aralarına konan cismi öğütür.

Su Değirmenleri: Akarsu kuvvetinden faydalanma amacıyla üretilen değirmenlerdir.

Akarsu türbinleri yada su depolarının üzerine dökülerek değirmeni çevirir. Suyun çevirebildiği taş çiftine göre (bir taşlı, üç taşlı değirmen) gibi adlarla anılırlar. Çoğunlukla hububat öğüten köy değirmenleri bu sınıf içerisinde yer alır.

Motorlu ve Buharlı Değirmenler: Bu sınıfta yer alan değirmenleri ya buhar ya da elektrik motorları çalıştırır. Karışık bir yapıya sahip olduklarından bu tip değirmenler fabrika dünadıyla anılır (Un fabrikası, yağ fabrikası gibi).

Ağ Değirmenleri: Bunlar, yağlı meyve ve tohumların ezilmesiyle çalıştırılan düz, sert bir yüzey üzerinde dikine dönen taşlardan ibarettir. Fakat aynı zamanda sıkılarak süzdürme tertibatını da ihtiva eder.

Hububat Değirmenleri: Hububatları öğütmek için kullanılan değirmenlerdir.Öğütme organları taş ya da çelikten olabilir. Taşlı hububat değirmenleri köy ve kasabalarda buğday,arpa gibi öğüten değirmenler halindedir. Buğdayı temizleyerek öğüten bu tür değirmenler aynı zamanda un gibi çıktıları ayrı bir bölümde toplaması gibi fonksiyonelliği olan çeşitli kısımlardan meydana gelir. Başlıca bölümleriyse hububat temizleyen kısımlar (kalburlar, taş ayırıcılar, buğdayı büyüklüklerine göre ayırıcılar, soyucular, toz fırçalar, yıkayıcı ve kurutucu tertibat); hububatı öğüten kısımlar (bunlar birkaç silindirden ibarettir); unu ayıran ve tasnif eden kısımlar (eleklerden oluşur).

Tuz, Kömür, Taş ve Kütük Değirmenleri: Şeker ve kağıt fabrikaları, kömür ve tuz ocakları gibi sanayi tesislerinde bulunması gerekli araçlar olduklarından başlı başına değirmen sayılmazlar. Bu değirmen türlerinin imalatın bazı safhalarında da belirli rolleri vardır.

TÜRKİYE’DE DEĞİRMEN MAKİNELERİ ÜRETİMİ VE SEKTÖREL SORUNLAR

Değirmen makineleri sektörü genel olarak; anahtar teslim tesis kurulumları dışında, kuru kabuk soyma, dik yıkama, pnömatik yatık ve dik vals, otomatik paketleme, karosel paketleme, yem kırma, çarpma, yatık yıkama, dik döner kırma ve tohum temizleme makineleri üretimine odaklı çalışmalarını sürdürüyor. Ayrıca taş ayırıcı, hava kanalı, triyör, aspiratör, toz slikonu, elek, filtre, elevatörler, ve sasörler gibi ürünlerin de imalatını yoğun olarak gerçekleştiriyor.

Türkiye, teknoloji ve kapasite açısından dünyadaki önemli üretici ülkeler arasından kendine yer buluyor. Sektör arzuladığı farkındalık düzeyini yakalayamamış olsa da, ihracat açısından makine imalat sanayisi çerçevesinde Türkiye’ye önemli katkılar sağlıyor. Markalaşmayı başarabilen yerli üreticiler dünyanın farklı bölgelerine makine ihracatı gerçekleştiriyor.

Değirmen makineleri üreticilerinin yaşadığı sıkıntılar genel olarak makine sektörünün sorunlarıyla benzerlik taşıyor. Uzmanlara göre; Artan haksız rekabet ortamı, denetimsizlik, nitelikli iş gücü eksikliği, finansman, Ar-Ge teşviklerinin beklentileri karşılamaması gibi başlıca sorunlar yerli üreticiyi zorluyor. Üreticiler markalaşma, yurt dışında pazarlama imkanlarının geliştirilmesi noktasında da karar vericilerden destek bekliyor. Makine ihracatçılarının sektörde yaşadıkları sorunların başında lojistik geliyor. Limanlara ürünleri ulaştırma, akaryakıt fiyatlarının yüksekliğinden kaynaklanan iç nakliyenin yüksek maliyetleri ihracatçıyı olumsuz etkiliyor. Yüksek ücretli gümrükleme işlemleriyle gümrük komisyonları da maliyet ve rekabet gücünü negatif etkiliyor. İhracatçılar bu problemlerin çözümlenmesi için gümrükleme işlemlerinin daha pratik hale getirilmesini istiyor. Global ölçekteki rakiplerine oranla devlet desteklerinde daha az yararlanan yerli üreticiler yaşadıkları finansman sorununa da çözülmesi gerektiğine inanıyor.

DÜNYA DEĞİRMEN MAKİNELERİ İHRACATI 2,3 MİLYAR DOLAR

Birleşmiş Milletler (BM) İstatistik Bölümü verilerine göre, 2013 yılında 2,4 milyar dolar olan dünya geneli değirmen makineleri ihracatı, 2014 yılında yüzde 0,7 azalarak 2,3 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. İhracat listesinin ilk sırasında bulunan Çin, 2014 yılında 373,7 milyon dolar değerinde değirmen makinesi ihraç etti. 2013 yılında bu rakam 342,2 milyon dolar seviyesindeydi. Çin’in değirmen makineleri ihracatı yüzde 9,2 arttı. Listenin ikinci sırasındaki Türkiye 2013 yılında 217,2 milyon dolar değerinde değirmen makinesi ihraç ederken, 2014 yılında bu rakam yüzde 18,6 artarak 257,6 milyon dolar olarak kayda geçti. En fazla değirmen makineleri ihraç eden ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasındaki İsviçre 2014 yılında 252,5 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi. 2013 yılında İsviçre’nin değirmen makineleri ihracatı 300,1 milyon dolar seviyesindeydi. İsviçre’nin değirmen makineleri ihracatı 2014 yılında yüzde 15,9 azaldı. En fazla değirmen makineleri ihraç eden ilk 10 ülke listesinde, 2013 yılına göre ihracatını en fazla artıran ülke ise yüzde 36,2 ile Singapur oldu oldu. Söz konusu ülke 2013 yılında 57,1 milyon dolar değerinde değirmen makinesi ihraç ederken 2014 yılında bu rakam 77,8 milyon dolar seviyesine yükseldi.

BM İstatistik Bölümü verilerine göre, dünya ölçeğinde değirmen makineleri ithalatı 2014 yılında bir önceki yıla göre yüzde 3,4 azaldı. 2013 yılında 2,4 milyar dolarlık değirmen makineleri ithal edilirken 2014 yılında bu rakam 2,3 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. Hindistan, 2014 yılında 144,5 milyon dolar rakamıyla en fazla değirmen makinesi ithal eden ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında yer aldı. Hindistan’ın 2013 yılı değirmen makineleri ithalatı 161,3 milyon dolar olarak kaydedilmişti. Söz konusu ülkenin 2014 yılındaki ithalatı yüzde 10,4 azaldı. Listenin ikinci sırasında ise ABD bulunuyor. 2013 yılında ABD 118,5 milyon dolar değerinde değirmen makinesi ithal ederken bu rakam, 2014 yılında yüzde 0,3 artarak 118,8 milyon dolar olarak kaydedildi. Suudi Arabistan, dünya geneli değirmen makineleri ithalatı listesinin üçüncü sırasında yer alıyor. Söz konusu ülke 2013 yılında 90,6 milyon dolar değerinde değirmen makinesi ithal ederken 2014 yılında bu rakam yüzde 20,7 artarak 109,4 milyon dolar olarak kayda geçti. Türkiye, 2014 yılında dünya geneli değirmen makineleri ithalatı listesinin 26. sırasında yer aldı. Türkiye’nin 2014 yılında değirmen makineleri ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 15 azaldı. 2013 yılında 33,1 milyon dolar değerinde değirmen makinesi ithal edilirken, 2014 yılında bu rakam 28,1 milyon dolara geriledi. En fazla değirmen makineleri ithal eden ilk 10 ülke listesinde, 2014 yılında bir önceki yıla oranla ithalatını en fazla artıran ülke ise yüzde 153,5 ile Vietnam oldu.

TÜRKİYE’NİN DEĞİRMEN MAKİNELERİ İHRACATI YÜKSELİYOR

TÜİK verilerine göre Türkiye’nin değirmen makineleri ihracatı 2014 yılında, bir önceki yıla oranla yüzde 18,5 artarak 257,4 milyon dolara ulaştı. 2013 yılında bu rakam 217,2 milyon dolardı. Türkiye 2014 yılında en fazla Cezayir’e değirmen makineleri ihracatı gerçekleştirdi. 2013 yılında Söz konusu ülkeye 22,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam, 2014 yılında yüzde 69,8 artarak 37,6 milyon dolar seviyesine yükseldi. Listenin ikinci sırasında ise Libya bulunuyor. Türkiye’nin Libya’ya yönelik değirmen makineleri ihracatı 2014 yılında 22,1 milyon dolar oldu. 2013 yılında bu rakam 21,2 milyon dolardı. Libya’ya yönelik değirmen makineleri ihracatı yüzde 4,6 arttı. Listenin üçüncü sırasında bulunan Kazakistan’a 2013 yılında 15,6 milyon dolar değerinde değirmen makinesi ihraç edilirken 2014 yılında bu rakam yüzde 40,4 artarak 21,9 milyon dolar seviyesine yükseldi. Türkiye’nin 2014 yılında değirmen makineleri ihracatını yüzde 527,7 ile en fazla artırdığı ülke ise Tanzanya oldu. Türkiye 2014 yılında en fazla hububatın öğütülmesine ve işlenmesine mahsus makine ve cihazlar kaleminde ihracat gerçekleştirdi. 2013 yılında söz konusu mal grubunda 128 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam, 2014 yılında yüzde 10,7 artarak 141,7 milyon dolar seviyesinde kaydedildi.

Listenin ikinci sırasında yer alan değirmencilik dışında kullanılmaya mahsus baklagil veya hububatın öğütülmesi ve işlenmesine mahsus makineler ürün grubunda 2014 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 32,1 milyon dolar olarak kaydedildi. 2013 yılında bu rakam 18,2 milyon dolardı. Değirmencilik dışında kullanılmaya mahsus baklagil veya hububatın öğütülmesi ve işlenmesine mahsus makineler ürün grubundaki ihracat yüzde 76,6 artış gösterdi. Listenin üçüncü sırasındaki aksam ve parçalar; değirmencilik dışında kullanılmaya mahsus baklagil veya hububatı öğüten, işleyen makineler ihracatı 2013 yılında 20,9 milyon dolar seviyesindeyken, 2014 yılında bu rakam yüzde 14,9 artarak 24 milyon dolar oldu. TÜİK verilerine göre Türkiye’nin değirmen makineleri ithalatı 2013 yılında 33,1 milyon dolarken bu rakam, 2014 yılında yüzde 15 azalarak 28,1 milyon dolar olarak kaydedildi. Türkiye 2014 yılında 10,2 milyon dolarla en fazla İngiltere’den değirmen makinesi ithal etti. 2013 yılında söz konusu ülkeden gerçekleştirilen ithalatın değeri 10,4 milyon dolardı. Türkiye’nin 2014 yılında İngiltere’den gerçekleştirdiği ithalat yüzde 2,2 azaldı. Listenin ikinci sırasında bulunan İtalya’dan 2013 yılında 2,7 milyon dolarlık değirmen makinesi ithal edilirken bu rakam, 2014 yılında yüzde 15,4 artarak 3,1 milyon dolar olarak kaydedildi. Üçüncü sırada bulunan Almanya’dan 2014 yılında 1,9 milyon dolar değerinde değirmen makinesi ithal edildi. 2013 yılında Türkiye’nin söz konusu ülkeden gerçekleştirdiği ithalat 4 milyon dolardı. 2014 yılında Türkiye’nin Almanya’dan gerçekleştirdiği değirmen makineleri ithalatı yüzde 51,5 azaldı. Türkiye’nin 2014 yılında değirmen makineleri ithalatını en fazla artırdığı ülke yüzde 19,9 ile Avustralya oldu. Söz konusu ülkeden 2013 yılında 800 bin dolar değerinde değirmen makinesi ithal edilirken 2014 yılında bu rakam 1 milyon dolar değerine yükseldi. Türkiye 2014 yılında en fazla tohum, hububat veya kuru baklagillerin temizlenmesine, tasnif edilmesine veya ayıklanmasına mahsus makineler kaleminde ithalat gerçekleştirdi. Söz konusu ürün grubunda 2013 yılında 22,5 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2014 yılında, yüzde 10 azalarak 20,3 milyon dolar oldu. Listenin ikinci sırasında bulunan hububatın öğütülmesine ve işlenmesine mahsus makine ve cihazlar kaleminde 2014 yılında 2,5 milyon dolar değerinde ithalat gerçekleştirildi. 2013 yılında bu rakam 800 bin dolardı. Hububatın öğütülmesine ve işlenmesine mahsus makine ve cihazlar ürün grubundaki ithalat yüzde 215,9 arttı. Listenin üçüncü sırasındaki aksam ve parçalar; değirmencilik dışında kullanılmaya mahsus baklagil veya hububatı öğüten, işleyen makine ve cihazlar kaleminde 2013 yılında 2,2 milyon dolar değerinde ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2014 yılında yüzde 8,1 azalarak 2 milyon dolar seviyesinde kaydedildi.

“SEKTÖRÜMÜZDE İHRACATIN ÖNCÜSÜYÜZ”

DR. ÖMER LÜTFİ ALAYBEYİ MOLİNO YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“Firmamız ihracat hacmiyle kendi sektöründe ilklerin öncüsü olmuştur. Molino olarak Almanya’dan İngiltere’ye, Fransa’dan Suriye’ye, Fas’tan Mısır’a, Dominik Cumhuriyeti’nden Hindistan’a kadar kalitemizi taşımanın ve ülkemiz ekonomisine katkı sunmanın haklı gururunu yaşıyoruz. ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi ve ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi çerçevesinde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Değirmen sektöründe ortaya koyduğumuz kalite ve teknoloji farkıyla sorumluluk anlayışımız çerçevesinde çalışmalarımızı bundan sonra da artan bir ivmeyle sürdüreceğiz. Kuruluşundan beri şirketin yöneticisi olarak, bu süre zarfında kazandığımız başarılardan ve kaydettiğimiz yüksek performanstan gurur duyuyorum. Eğer bu başarının ekonomik ve politik belirsizlikler, makro-ekonomik sistemdeki radikal değişiklikler ve rekabet ortamında elde edildiği düşünülürse ulaştığımız seviye daha da iyi değerlendirilebilir. Güçlü yönetim kadromuz ve finansal yapımızla, bugüne kadar yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiğimiz yüzlerce anahtar teslimi un, irmik fabrikaları, silo sistemleri ve yaptığımız pek çok modernizasyonla yeni hedefler için çalıştık, zorlukları çözdük ve çözmeye de devam edeceğiz. Sektörümüzde ilk defa yurt dışına makine ihraç eden firma unvanına sahibiz. Bu ilk ihracatın da Fransa gibi bu sektörde fevkalade gelişmiş bir ülkeye gerçekleştirilmesi onur vesilesi oldu. İnanıyorum ki gelecek yıllar bizim için ümit dolu olacak ve her zaman olduğu gibi başarılarımızı çalışanlarımız ve müşterilerimizle paylaşacağız. Misyonumuzu belirlerken uzun dönemli bir amaç, paylaşılan ortak değer ve inançlarımızı esas alırız. İşletmemizin sadece tepe yönetimini değil, çalışan herkesi ilgilendiren bir misyon anlayışıyla yönetiyoruz.”

“DÜNYANIN FARKLI ÜLKELERİNDE TESİSLERİMİZ VAR”

MUSTAFA ORAL UNORMAK GENEL MÜDÜRÜ

“Sadece Konya’nın değil, tüm Türkiye’nin önde gelen değirmen makineleri üreticilerinden biriyiz. Firmamız ayrı ayrı değirmen makinelerini üretmekle birlikte anahtar teslim projelerini de başarıyla gerçekleştiriyor. TSE, ISO 9001, CE, TUV sertifikalarına sahip firmamız üretim aşamasında en son teknoloji kullanıyor. Değirmen makineleri sektöründe tüm dünyanın tercih ettiği bir marka haline geldik. Yurt dışında kurduğumuz tesis sayısı 100’ü aştı. Rusya, Romanya, Arnavutluk, Kosova, Fransa, Yunanistan, Kazakistan, Ukrayna, İran, Irak, Suriye, Tunus, Sırbistan, Cezayir, Hindistan, Mısır ve Fas gibi çok sayıda ülkede tesislerimiz bulunuyor. Firmamız Ar-Ge çalışmalarına büyük bir ciddiyetle yaklaşıyor. Makine imalatında gerekli standardizasyonu yakalayabilmek için kalite kontrol işlemlerini teknik elemanlar gözetiminde büyük bir titizlikle gerçekleştiriyoruz. 20 yılı aşkın süredir yürüttüğümüz çalışmalarda modern, pazardaki gelişmeleri yakından izleyen, teknolojik yenilikleri ürünlerinde ve sistemlerinde en doğru şekilde kullanan bir firma olduk. Bu anlamda dış piyasalardaki firmalarla gerek kalite gerekse fiyat konusunda rekabet edebilecek düzeyi yakaladık. Türkiye, kalite ve tanıtım sorununu bir nebze de olsa aştı. Ama gelinen bu nokta da yeterli değildir. Öncelikle Ar- Ge’ye önem verilmeli. Bir diğer önemli konu da enerji kaynakları rantabl olarak kullanılmasıdır. Ayrıca kalifiye eleman sayısı artırılmalı ve tüm bunlar yapılırken de sektörün tüm paydaşları ortak hareket edebilmelidir.”

“REKABET EDEBİLMEK İÇİN TEKNOLOJİK GELİŞİM ŞART”

TAHİR ATİLA İTTİFAK HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI

“Değirmen bina projesi, un ve irmik diyagram projelendirmesi, servopnömatik vals, kare elek, elek kasaları, elektronik torbalama ve randıman kantarlarının üretimi başta olmak üzere tüm değirmen makinelerinin üretim, montaj ve devreye alınması dahil her türlü ihtiyaca cevap veren bir yapıyla çalışıyoruz. Anahtar teslimi değirmen sistemleri üretimi amacıyla faaliyetlerine başlayan İmaş, üretim bandına şeritli testere tezgahları üretimini de ekleyerek makine sektörüne uluslararası arenada tercih edilen Milleral ve Cuteral markalarını kazandırdı. İmaş Makine olarak, Orta Asya’dan Ortadoğu’ya, Afrika ülkelerinden Türk Cumhuriyetlere kadar 4 kıtada 40’a yakın ülkeye teknolojimizi taşımaya devam ediyoruz. Ülkemizin küresel rekabette ve gelişmiş ülkeler sınıfında yer alabilmesi için teknoloji geliştirmeye ve yenilikçi ürünler üretmeye ihtiyacı vardır. Bu anlamda gelişmiş ülkelerle rekabet edebilmenin yolu Ar-Ge faaliyetlerinden de geçmektedir. Kurulduğu günden bu yana farklılaşmasını Ar-Ge’ye dayalı üretimleriyle gerçekleştiren İmaş Makine, endüstriyel tasarım, faydalı model patenti gibi tescil belgelerini de alarak bu başarılarını kanıtlamıştır. Uluslararası piyasalarda rekabet gücünü artırmak isteyen firmaların, mevcut teknolojik yapısını değiştirmesi ve geliştirmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Gelişen pazarlarda tutunmak ve etkili olabilmek öncelikle, müşteri ihtiyaçlarına etkin çözümler sunabilen bir teknolojiden geçmektedir. Bugün dünyanın çeşitli ülkelerinde İmaş Makine’nin teknolojisini kullanan pek çok firma, aynı zamanda kendi alanlarında üstün bir rekabet gücüne sahip firmalardır. Dolayısıyla müşterilerimizin kendi alanlarındaki gücü aynı zamanda bizim de küresel arenadaki gücümüzü yansıtmaktadır. Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olan işsizlik; yine sorun olarak durmaya devam ediyor. Buna karşın nitelikli eleman açığı hem sektörümüz ve hem Türk sanayisinin önünde aşılması gereken ciddi bir engel olarak duruyor. Bu bağlamda üniversitelerimizin işin içerisine dahil edilerek projenin bir bütün olarak ele alınması gerekmektedir. Bu alanda özellikle üniversitelerin değirmencilik bölümlerinin açılması, sektöre yetişmiş ve nitelikli insan kaynağı temin edecektir.”