Sanayimizin yüksek katma değerli ürünler geliştirebilmesi için eğitimli bir nüfusa sahip olmamız ve girişimcilerin vizyonunun geniş olması son derece önemlidir. Ama bunlarda tek başına yeterli değildir. Kararlı girişimci, kararlı insan kaynağı ile bürokrasi ve siyasetin odaklandığı bir ortamın hazırlanması şart...
Sanayimizin yüksek katma değerli ürünler geliştirebilmesi için eğitimli bir nüfusa sahip olmamız ve girişimcilerin vizyonunun geniş olması son derece önemlidir. Ama bunlarda tek başına yeterli değildir. Kararlı girişimci, kararlı insan kaynağı ile bürokrasi ve siyasetin odaklandığı bir ortamın hazırlanması şart. Teknoloji üretimine geçişte devlet aklının yol haritasına sağladığı desteğin çok kuvvetli olması gerekiyor. Ülkemizdeki mevcut yatırım teşvikleri ve olanakları daha çok düşük teknolojili ve geleneksel sektörlere yönelik. Söz konusu bu teşvikler ne yazık ki orta yüksek ve yüksek teknolojili alanlar için özendirici değil. Yatırım teşvikleri 2012-2014 yılları arasında imalat sanayisinin üretim ve ihracat yapısında olumlu anlamda bir değişikliğe katkı sağlamadı. Katma değeri destekleyen yeni bir teşvik modeline ihtiyacımız var. Dünya genelinde imalat sanayisinde en çok katma değer yaratan ülkeler arasında ülkemiz çok arka sıralarda. Bu noktada “Türkiye’de yaratılan katma değerin içinde imalatın payı düşüyor!” değerlendirmesi doğru ancak eksik bir saptama. Asıl kritik nokta, bu şekilde devam ederse imalatın payı düşmeye devam edecek. Ülkeler, sanayileşmiş ülke haline geldikten sonra hizmet ve bilgi toplumuna dönüşür ve sanayinin milli gelir içindeki payı gerilemeye başlar. Türkiye’de sanayinin payı daha sanayileşmiş ülke olmadan hızla düşmeye başladı. Bu durum bizim için gerçekten büyük bir sorun doğurur.
İnsan kaynağının yetersiz olduğu bir ortamda sadece özel sektörün çabalarıyla gelişmeyi sağlayamayız. İleri teknoloji üretmek bütünlüklü bir konudur. Türkiye’de makine sektörünün katma değerli ürünler sunabilmesi için yazılım ve elektronik sektörlerinin de gelişmesi gerekiyor. Dünyadaki teknolojik gelişimin gerisinde kaldığımız her gün makine üreticilerimiz daha çok dışa bağımlı hale geliyor. Ülke olarak bunun önüne geçmek zorundayız. Eğitim seviyemizi yükseltmeli, teknolojik seviyemizin artışına katkı sağlayacak yabancı sermayeyi de Türkiye’ye çekmeliyiz. En önemlisi de, devletin katma değeri destekleyen yeni bir teşvik modeli geliştirmesidir.