Türkiye’nin ilk ve tek entegre rulman üretim tesisine sahip, imalatının yaklaşık yüzde 70’ini ihraç eden ors, rulman üretiminde ülkemizin en önemli kuruluşu konumunda.Gelişimine hızla devam eden Türk Makine Sanayi Sektörü içerisinde...
Gelişimine hızla devam eden Türk Makine Sanayi Sektörü içerisinde öne çıkan önemli makine aksamlarından biri de rulman sektörü. Bu yılın ilk altı aylık döneminde de bir önceki seneye göre yüzde 28,5 oranında büyü- yen rulman ihracatı ilerisi için umut ve- riyor. Ülkemizde, sektörün neredeyse tek büyük ihracatçı firması ve aynı za- manda lideri konumunda yer alan Orta- doğu Rulman San. Ve Tic. A.Ş. (ORS) ulaşmış olduğu nokta itibariyle makine aksamlarında iştigal eden firmalar için önemli bir örnek teşkil ediyor. 2008 so- nunda üretim kapasitesini yılda 55 mil- yon adet rulmana çıkarmayı hedefleyen firma aynı zamanda 85 bin metrekarelik kapalı üretim tesisi ile de bu alanda dünyada ilk sırada yer alıyor. Bu tarz firmalarımızın çoğalması, pek çok sek- törde kullanılan yan sanayi ürünlerin it- halatında da önemli bir düşüşü berabe- rinde getirerek dış ticaret dengemizin lehimize gelişmesini sağlayabilir. Mo- ment Expo ekibi olarak kendi alanında lider dünya çapında da önemli firmala- rımızdan olan ORS’yi ve sektörü ORS Yurtiçi Pazarlama Müdürü Mehmet Emin Akın ile birlikte değerlendirdik.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK ENTEGRE TESİSİ
Ortadoğu Rulman San ve Tic. A.Ş. (ORS) 1982 yılında kurularak 1985 yılın- da seri üretime geçer. Günümüzde, ORS, rulman imalatında Türkiye'nin ilk ve tek entegre rulman üretim tesisi ko- numunda. Tesise bir taraftan çubuk, bo- ru olarak giren ham malzeme diğer ta- raftan paketlenmiş rulman olarak am- bara giriyor. İlk kurulduğu yıl 4 milyon 500 bin adet olan üretim kapasitesinin 2008 yılı sonu itibariyle 55 milyon adet rulman ve 35 milyon adet makara, burç ve bilezik üretim kapasitesine ulaşması planlanıyor. 1985–2006 yılları arasında sadece tek sıra bilyeli rulman üretmiş olan ORS’nin bu yıldan sonra ürün ga- mına konik ve silindirik rulman üretimi- ni de ilave ettiği görülüyor. 1993 yılına kadar Avusturya STEYR firmasının li- sansıyla üretim yapan ORS, bu firmanın SKF firmasına satılmasıyla lisans anlaş- masını sona erdirerek, tamamen Türk mühendis ve işçisinin bilgi ve becerisiy- le üretimine devam ediyor. Ankara’da bulunan ORS’nin üretim tesisinin açık alanı 300 bin metrekare, kapalı alanı ise 85 bin metrekare. Bu konumuyla ORS, kapalı alan itibariyle aynı çatı al- tında üretim yapılan dünyanın en bü- yük tek sıra bilyalı rulman üretim tesi- sinin sahibi konumunda duruyor. 1990’lı yılların başları itibariyle ORS ih- racata önem vermeye başlıyor. Firma, bu gün için üretiminin yüzde 65-70’ini ihraç ediyor. ORS 2007 yılında yüzde 68 olan ihracatının, 2008 yılında yüzde 70 olmasını hedefliyor. Üretiminin yüz- de 65-70'ini ihraç eden ORS, yüzde 30–35 ini ise Türkiye’de pazarlıyor.
ORS KAZANDIĞINI YATIRIMA DÖNÜŞTÜRÜYOR
İlk yıllarında almış olduğu know-how gereği rulmanları boru malzemeden üreten ORS bu üretim tekniği hem pa- halı hem de ham malzeme tedariki açı- sından çok zahmetli bir proses olduğu için bu yöntemden vazgeçmeyi düşü- nür. Bu konuda bizi bilgilendiren ORS Yurtiçi Pazarlama Müdürü Mehmet Emin Akın “Rulman dünyasında geli- şen yenilikleri takip eden, kendisini sü- rekli yenileyen, kazandığını yatırıma dönüştüren ORS 1996 yılında radikal bir kararla rulman bileziklerini dövme- den elde etme kararı aldı. Bu tarihten itibaren yatırımlarını bu yönde yapan ORS, sektöründe hatırı sayılır bir yere sahip oldu” diyor. Ayrıca ORS, yılda milyonlarca adet üretim sayısına sahip tipler için kalite seviyesinin de yüksel- mesini sağlayan, ihracat yaptığı firma- ların da beğenisini kazanmış olan tam otomatik üretim bantları kurmuş du- rumda. Mehmet Emin Akın, bu konu- da bizi bilgilendirerek ”Bu bantlarda ısıl işlem fırınlarından gelen bilezikler el değmeden işlenip, montajı ve yüzde 100 son kontrolleri yapılarak paketleni- yorlar. ORS üretiminin yüzde 65-70'i bu hatlardan geçiyor. Kafile sayısı dü- şük olan (bin, 10 bin adetler seviyesin- de) tipler ise yarı otomatik hatlardan geçiyor” diyor. Rulmanın kullanılmadığı bir sektör he- men hemen yok. Rotasyon olan her mekanizmada rulman bulunuyor. Sa- nayi olarak otomotiv, tarım, beyaz eş- ya, ev aletleri, elektrik motoru endüs- triyel alanları rulmanın kullanıldığı belli başlı alanlar. Otomotiv sektöründe, bir arabada 25–30 adet kadar (akslarda, şanzumanda, alternatörde, motorda, ka- yış gergi sistemleri), beyaz eşya sektö- ründe çamaşır makinelerinin tamburla- rında, tahrik motorlarında olmak üzere 4 adet, endüstriyel uygulamalarda ise fabrikalarda çalışan tezgâhların üzerin- de, çimento fabrikaları fırınlarında muhtelif rulmanlar kullanılıyor. Bu açı- dan ele alındığında ORS’nin ürünlerinin dünyanın her tarafından talep edildiği görülüyor.
DÜNYA DEVLERİ İLE ÇALIŞIYOR
Türkiye’nin lider rulman üreticisi konu- mundaki ORS’nin ticari ilişki yürüttüğü pek çok dünya çapında firma mevcut. İş yaptıkları kuruluşlar hakkında bilgi ve- ren Akın, “ORS olarak hem ham malze- me satın aldığımız firmaların hem de tedarikçisi olduğumuz firmaların hepsi dünya çapında tanınan "A" klâs firma- lardır. Tedarikçilerimiz: Sanyo-Japonya, Corus-İngiltere, Ovako-İsveç, Ascome- tal-Fransa. Belirtmiş olduğum gibi, üre- timimizin yüzde 65–70’ini ihraç etmekte- yiz. İhraç müşterilerimizden bazıları Sie- mens AG, BSHG, Valeo, Fiat, Delphi, GE, MTU, Stihl, Eaton, Toro dur. Yurti- çinde ise Arçelik, Vestel, Peg, Gamak, Volt, Yılmaz redüktör, Tofaş, Ford, BMC, Lucas, Mako, TTF, Uzel vd. firma- larıdır” diye konuşuyor.
ÇOK ULUSLU ŞİRKETLERLE REKABET HALİNDE
Globalleşen dünyada her sektörde oldu- ğu gibi rulman sektöründe de çok fazla rekabet yaşanıyor. ORS’nin rekabet ha- linde olduğumuz ülkeler arasında Al- manya, Fransa, İtalya, İspanya, Polonya, Japonya, Kore ve Çin öne çıkıyor. Bu ülkelerde üretim yapan firmalar, genel olarak dünya devi çok uluslu şirketler. Rakiplerini anlatan Mehmet Emin Akın, “Yeryüzünde onlarca fabrikaları olup tek bir üretim yerlerinde kendilerine az sayıda tip ve üretim adet fazlalığı sağla- yabilmektedirler, bu da onlara çok iyi maliyet avantajı sağlamaktadır. Biz ise tek çatı altında, 300 tip imal etmekte ve buna rağmen bu dünya devleri ile reka- bet etmekte ve onları pek çok yerde yenmekteyiz” diyor. Globalleşen dünyada bilgisayarların bir tuşuna basarak bütün dünyadaki ima- latçıları bulabileceğimiz bir ortamda, gelişmiş ülkelerle rekabet için en önem- li hususun Türkiye'nin de bu ülkeler gi- bi her alanda gelişmesi, kendi ham mal- zemesini, tezgâhını ve yardımcı emtiası- nı kendisinin üretmeyi başarabilmesi ol- duğu görülüyor. Böyle şekillenen reka- bette, çeliği, tezgahları, kesici takımları, bu gelişmiş ülkelerin kendilerinden it- hal ettiğimizi söyleyen Akın, bunun da bize ilave olarak nakliye, ülkesine göre gümrük vergisi, stok maliyeti ve çok fazla amortisman yükü yüklediğini be- lirtiyor. Akın ayrıca, rakip firmaların ise üretim yaptıkları ülkelerde her şeyi yanı başlarındaki kendi fabrikalarından te- min edebildiklerini söylüyor.
“YENİLİKÇİLİĞİMİZLE RULMAN KALİTEMİZİ YÜKSELTİYORUZ”
ORS teknolojik anlamda çok benc- hmark yapan, bu alanda teknolojik ge- lişmeleri çok yakından takip eden bir firma olarak göze çarpıyor. Dolayısı ile pazarda oluşan bir yenilikten anında haberdar olabiliyor ve imalatında uygu- lamak suretiyle müşterilerine çok kısa sürede yansıtabiliyor. Akın, “Bu anlam- da, dövme yatırımı, tam otomatik üre- tim ve akıllı ambar (robotik olarak fifo prensibini uygular) yatırımları gibi rul- man kalitesini çok yükselten prosesleri uygulama örnekleri olarak verebiliriz” diyor. ORS’nin çevre duyarlılığı 17–18 yıl ön- celerine dayanıyor. ORS arıtma sistemi alanında da Türkiye’nin ilk yatırım ya- pan firmalarından. ORS, bugün itibariy- le TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sis- temi ile TS 18001 İşçi Sağlığı ve Güven- liği Yönetim Sistemi belgelerine sahip bir kuruluş. Üretiminde ve ticari faaliyetlerinde kali- te ve dürüstlükten ödün vermeyen ilke- sel duruşu sebebiyle ORS şu ana kadar herhangi bir müşterisi ile en ufak bir sorun yaşamamayı başarabilmiş bir ku- ruluş olarak dikkat çekiyor.
ÇİN’DEN YAPILAN İHRACAT SEKTÖRÜ ZORA SOKUYOR
Sektörün en önemli problemi olarak Çin’den yapılan ithalatlar öne çıkıyor. Buradan gelen rulmanların satış fiyatla- rı ORS'nin yüzde 20–25 i dolaylarında kalıyor. Ancak fiyat kalite paritesi olarak ele alındığında bu rulmanların kullanı- mının tüketiciye daha pahalıya mal ol- duğu görülüyor. Çin rulmanlarının kali- tesizlikleri tescilli olmasına rağmen, yer- li imalatçılar kendi ürünlerinin ucuz ol- ması için bu malları kullanmakta sakın- ca görmüyor ancak daha sonra cereme- yi de çok sık rulman değiştirmek sure- tiyle nihai tüketici çekiyor. Bu durum nihai kullanıcının imalatının durması sebebiyle üretim kaybına, çok sık rul- man değiştirmek suretiyle de bakım masraflarının artmasına sebep oluyor. Rulman sektörünün yaşadığı diğer bir problem ise, tüm otomotiv yan sanayi- sinde olduğu gibi hammadde fiyatları- nın artması. Özellikle enerji, çelik gibi direkt üretim maliyetini etkileyen girdi- lerde tüm dünyada ciddi fiyat artışları olmasına rağmen yan sanayiciler bu ar- tışları müşterilerine birebir yansıtamı- yorlar.
KAÇAK İTHALAT ÖNLENMELİ
Bu koşullar altında üretim yapan ve Türkiye’nin lider rulman kuruluşu olan ORS’nin başarı grafiğini yükseltmek için ülke yönetiminden kimi beklentileri bulunuyor. Bu kapsamda görüşlerini di le getiren Mehmet Emin Akın, “Devlet- ten bugüne kadar bir şey beklemeden kendi başarıları ile büyüyen bir firma olarak en büyük dileğimiz bürokrasinin azaltılması ve kayıt dışı rekabetin önlen- mesidir. Kaçak ithalatın önlenmesi bu noktada çok önemli. Özellikle Ar-Ge teşviklerinin ve kaliteyi iyileştirici yatı- rımlara uygulanan teşviklerin daha et- kin ve özendirici olmasını bekliyoruz. Yeni yatırımları özendirici sübvansiyon- ların, bu yatırımları yıllardan beri yapan firmalar içinde uygulanması gerektiğine inanıyoruz” diyor.
“ÜRETİM TEZGÂHLARIMIZI KENDİMİZ ÜRETMELİYİZ”
Türk Makine Sanayi Sektörü’nün son yıllarda göstermiş olduğu gelişimi de- ğerlendiren Mehmet Emin Akın, geli- nen noktanın bugün itibariyle sevindiri- ci olduğunu ancak yeterli olmadığını, bu konuda çok daha hızlı hareket edil- mesi ve daha fazla yüksek teknolojik tezgâh üretimi yapılması gerektiğini, teşviklerin de bu yönde olması gerekti- ğini söylüyor. Mevcut durumu dünya geneliyle de kı- yaslayan Mehmet Emin Akın, gelişmiş ülkelerde bir yatırımcının, yatırım yap- mak istediği zaman her türlü tezgâh parkını A dan Z ye kendi ülkesinden karşılayabildiğini ve bu ülkelerin de çok büyük oranlarda imalat tezgâhı, üretim ham malzemesi ihracatı yaparak ülke ekonomilerine katkıda bulunduklarını belirtiyor. Bu durumun ise ülkemizde tam tersi olduğunu vurgulayan Akın, çok büyük oranlarda hem tezgâh hem de ham malzeme ithal eden bir sanayi- miz olduğunu, Türkiye’nin cari açığının en büyük bölümünün de buralardan kaynaklandığına dikkat çekiyor. Akın, “Türkiye kendi imalat sanayisinin üre- tim tezgâhlarını kendisi üretmediği müddetçe çok sıkıntı çekmeye mecbur- dur” diyor. SPOT: “ Globalleşen dünyada bilgisayarların bir tuşuna basarak bütün dünyadaki imalatçıları bulabileceğimiz bir ortamda, gelişmiş ülkelerle rekabet için en önemli hususun Türkiye'nin de bu ülkeler gibi her alanda gelişmesi, kendi ham malzemesini, tezgâhını ve yardımcı emtiasını kendisinin üretmeyi başarabilmesi olduğu görülüyor.”