Gelişmiş ülkeler arasında yer alabilmek için küresel rekabet gücü yüksek bir imalat sanayisine sahip olunması gerektiğini ...
Gelişmiş ülkeler arasında yer alabilmek için küresel rekabet gücü yüksek bir imalat sanayisine sahip olunması gerektiğini vurgulayan Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükcü, “Güçlü bir sanayi altyapısı oluşturmanın yolu güçlü bir makine sektöründen geçiyor” dedi.
Konya Sanayi Odası Başkanlığı yanında Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini de sürdüren Memiş Kütükcü, Türkiye’nin kendi teknolojisini üreterek ihraç eder hale gelebilmesinde makine sektörüne önemli görevler düştüğünü söyledi. Makine sektörünün stratejik öneminin anlaşılması gerektiğini ifade eden Kütükcü, güçlü bir sanayi altyapısı oluşturmanın yolunun güçlü bir makine sektöründen geçtiğini söyledi. Konya sanayisinin yapısıyla ilgili bilgi veren Memiş Kütükcü, makine sektörünün tarihsel serüvenini de paylaştı.
Memiş Kütükcü kimdir? Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Konya’nın Doğanhisar ilçesinde 1957 yılında doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Doğanhisar ve Ilgın’da tamamladıktan sonra, parasız yatılı olarak Gümüşhane Öğretmen Lisesi’ne kaydoldum. Mezun olduktan sonra Sivas’ın Şarkışla ilçesine öğretmen olarak tayinim çıktı, ancak hiç öğretmenlik yapmadan istifa ettim. Çünkü tayinimi beklerken girdiğim sınavda Konya Mühendislik Mimarlık Akademisi’ni kazandım. Sanayiyle ilk olarak TÜMOSAN Motor Fabrikası’yla tanıştım. Akademiyi bitirdikten sonra da genç bir mühendis olarak, TÜMOSAN’da bir taşeron şirkette şantiye şefliğine başladım. O yıllarda Türkiye sanayiyle daha yeni yeni tanışıyordu. Aslında yaşıtlarımla ülkenin sanayicilik serüvenine şahitlik eden bir nesiliz. Bunu şunun için söylüyorum, o yıllarda Tümosan’da traktörün bir parçasını yaptırabilmek için günlerce sanayide gezer, maliyet hesabının nasıl yapılacağını anlatmaya çalışırdık. Çünkü henüz ülke yeni yeni sanayiyle tanışıyor, maliyetin nasıl çıkarılacağı, müşteriye hangi kriterlerde teklif verilebileceği gibi konular çok da bilinmiyordu. Sanayicilik, mühendislikten ziyade el yordamıyla yapılıyordu. Tabi, yaşadığımız her şey, yeni bir tecrübeydi. Bunun içindir ki o yıllarımı da öğrencilik gibi görürüm. Zaten hayatta öyle değil midir? Her an bir şeyler öğrenirsiniz. Bir süre sonra Tümosan’dan istifa ederek, bir arkadaşımın vinç üreten firmasında çalışmaya başladım. 1993 yılında ise yine aynı sektörde, yani araç üstü vinçler üreten ve bu yıl 20’inci yılını kutladığımız aile şirketimizi kurdum. Bu yılın mayıs ayında yapılan seçimlerin ardından da Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildim. Bu görev, yeni sorumlulukları getirdi. Yine sanayicilerimizin, iş dünyamızın teveccühü ile Konya Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı, OSBÜK ve TOBB Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerine seçildim. Göreve geldiğimiz günden bu yana da ekip arkadaşlarımızla, birlik ve beraberlik içinde çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Konya makine sanayisinin geçmiş ve bugünkü durumundan bahseder misiniz?
Aslında Konya’da makine sanayisinin dününden bahsetmek, Konya’nın sanayi tarihinden bahsetmektir. Konya’da sanayi, tarım alet ve makinelerinin imal edilmeye başlanmasıyla 1950’li yıllarda gelişmeye başladı, 1960’lı yıllardan itibaren de tarım alet ve makineleri üreten küçük atölyeler kuruldu. Dolayısıyla Konya’da makine imalat sanayisinin temelini tarım alet ve makineleri attı. Modern tarım uygulamaları ile birlikte ihtiyaç duyulan makinelerin gelişmesi, sanayicinin makine imalatı konusunda tecrübe ve bilgi sahibi olmasını sağladı ve böylece Konya bir sanayi kenti haline geldi. 1960’lı yıllarda kurulan makine imalat atölyelerinin önemli bir kısmı bugün organize sanayi bölgelerinde üretmeye, ihracat yapmaya devam ediyor. Makine sektörü, otomotiv yan sanayisin n ardından Konya ihracatında ikinci sırada yer alıyor. 2012 yılında yapılan 1 milyar 295 milyon dolarlık toplam ihracatın 259 milyon dolarını (yaklaşık yüzde 20’si) makine sektörü gerçekleştirdi. Sanayi Sicil 2012 verilerine göre ise Konya’da makine imalat sanayisinin, toplam imalat içindeki payı yüzde 19’dur. Konya’nın toplam imalat sanayi üretimi ve ihracatının 5’te 1’ini makine imalat sanayisinin oluşturduğunu söyleyebiliriz. Konya makine imalat sanayinde 574 firma faaliyet gösteriyor ve bu firmalarda 12 bin 500 kişi istihdam ediliyor. Konya’da tarım makineleri, değirmen ve gıda makineleri, kaldırma ve taşıma donanımları ile genel amaçlı makine çeşitleri üretiliyor. Sektör İran, Irak, Rusya, Almanya, Kazakistan, Avusturya, Mısır, Suudi Arabistan, İtalya ve Cezayir gibi çok sayıda ülkeye ihracat yapıyor.
Konya’da öne çıkan diğer sektörler hangileridir?
Geniş bir üretim yelpazesine sahip Konya’da 12 alt sektör ön plana çıkıyor. Ancak ihracata baktığımızda, otomotiv yan sanayi, makine imalat sanayi ile hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ilk üç sırada yer alıyor. Öne çıkan 12 alt sektör şu şekilde
sıralanabilir: Otomotiv yan sanayi, makine imalat sanayi, ana metal sanayi, mobilya imalat sanayi, gıda ürünleri ve içecek imalat sanayi, deri ve deri ürünleri imalat sanayi, plastik ve kauçuk ürünleri imalat sanayi, tekstil ve tekstil ürünleri imalat sanayi, ağaç ürünleri imalat sanayi, kağıt ve kağıt ürünleri imalat sanayi, metalik olmayan mineral ürünleri imalat sanayi (cam, porselen gibi). Ayrıca Konya’da son yıllarda yenilenebilir enerji sektörünün öne çıkmaya başladığını görüyoruz. Özellikle Karapınar’ın Enerji ihtisas Endüstri Bölgesi ilan edilmesinden bu yana, şehrimiz yenilenebilir enerji konusunda hareketli günler yaşıyor. Konya Sanayi Odası olarak bu konuyla ilgili Karapınar Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi İşletme Müdürlüğü’nü kurduk ve bu alandaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Makine sektörü hakkında düşünceleriniz nedir? Sizce makine üretimi ne kadar önemli?
Makine sektörü stratejik öneme sahip bir sektördür. Gelişmiş ülke olabilmenin yolu, küresel rekabet gücü yüksek bir imalat sanayisine sahip olmaktan geçiyor. Bu küresel rekabetin ana enstrümanı da teknolojidir. Teknolojiyi üretenler, bugünün de, yarının da sahibi oluyor. Türkiye’nin ise kendi teknolojisini üreterek, ihraç eder hale gelebilmesinde makine sektörü çok önemlidir. Bunun için, makine sektörüne stratejik bir önemle bakılması gerektiğini düşünüyorum. 2023 hedeflerini değerlendirdiğimizde sektörün stratejik önemini zaten açıkça görebiliyoruz. Türk makine sektörünün hedefi 2023’te 100 milyar dolar ihracat yaparak, 500 milyar dolar ihracat hedefinde lokomotif rol oynamaktır. Kendi otomobilimizi, kendi savunma teknolojilerimizi üretmenin, güçlü bir sanayi altyapısı oluşturmanın yolu da güçlü bir makine sektöründen geçiyor. Bu konuda özellikle kamunun yerli üretim makineleri tercih etmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Makine Tanıtım Grubu’nun Türk makinelerinin ve makine üreticilerinin prestijini artırmaya yönelik çalışmalarıyla ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız?
Makine Tanıtım Grubu’nun yaptığı şey, aslında tüm sektörlerimizin ihtiyacı olan şeydir. Yani ürettiklerinizi dünya pazarlarında görücüye çıkararak, kendinizi en iyi şekilde tanıtmak. Türk sanayisi artık kaliteli işler yapıyor. Bu noktada çok da sorun yok. Ama tanıtım noktasında yapmamız gerekenler var. Makine Tanıtım Grubu’nu bu anlamda gerçekten takdir ediyorum, emeği geçen herkese teşekkür borçluyuz. Özellikle Makine Tanıtım Grubu’nun Türk makinelerinin sesini dünyaya duyurmak amacıyla yürüttüğü ‘Tıkır Tıkır” kampanyasının çok önemli olduğunu, sektörün tanıtımına önemli katkılarda bulunduğunu düşünüyorum. Benzeri kampanyalar mutlaka devam etmelidir.