ADNAN DALGAKIRAN TÜRKİYE MAKİNA FEDERASYONU YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Sektörümüz, salgın yılı olan 2020’de, TÜİK rakamlarına göre 18.309 imalatçı ve 255.467 doğrudan istihdamla 160 milyar TL’ye yakın ciro karşılığında, 42 milyar TL civarında katma değeri ülke ekonomisine kazandırmıştı. Bu dönemde daralan dünya pazarına da bağlı olarak ihracatımız yüzde 5,6 düşüşle 18,4 milyar dolara gerilerken, makine ithalatı 2020’nin ikinci yarısı ile büyük bir artış eğilimine giren makine ve teçhizat yatırımlarına bağlı olarak yüzde 14,6 artışla 28,4 milyar dolara kadar yükseldi ve dış ticaret açığımız yine 10 milyar doların üzerine çıktı. Salgınla yaşamayı öğrendiğimiz 2021’de ise krizleri lehine çevirme yeteneğine sahip olduğunu bir kez daha gösteren sektörümüz, yükselen performansıyla salgın nedeniyle Avrupa’daki sıkıntıların devam ettiği bölgelerde artan faaliyetleriyle, sınai ve teknolojik iş birliklerinden aldığı payı artırma eğilimini sürdürdü. Salgında dünya pazarının daralmasına karşın tüketimdeki farklılaşma nedeniyle, küresel imalat sanayisi yatırımlarının hızla yenilenmesi bakımından artan talebe yanıt verebilmek için yoğun gayret gösterdik. Firmalarımızın, seyahat imkânlarının kısıtlandığı bu dönemde uzaktan erişimi mümkün kılan teknoloji uygulamalarına odaklanması, sektörün dijital dönüşüm çalışmalarını da ivmelendirmiş oldu. Türkiye’nin 2021 yılında baz etkisi de olsa ilk üç çeyrekte sırasıyla yüzde 7,4, yüzde 22 ve yine yüzde 7,4 büyümesine imalat sanayisi büyük katkı sağladı. Gayri safi yurt içi hasıladaki imalat sanayisi payının 2015’te yüzde 15’lerde iken 2021’de yüzde 21’lerin üzerine çıkması bunun açık göstergesidir. 2020 yılı Ekim ayı ve sonrasında makine sanayi üretimi endeksinin imalat sanayi endeksi üzerine çıkarak seyretmesi de bu alanda sektörümüzdeki devinime işaret ediyor. 2016’dan 2020’ye kadar belirgin bir artış sağlayamayan makine ve teçhizat yatırımları, 2020’nin üçüncü çeyreği itibarıyla büyük tırmanışa geçerek yüzde 30’ların üzerinde bir artış serisi yakaladı. 2021’in üçüncü çeyreğinde ise yüzde 17,5 gibi bir oran ivme kaybı olarak görülebilse de ticareti sekteye uğratan son kur ataklarına karşın ülkedeki yatırım ikliminin devam ettiğini görüyoruz. Yurt dışı ciro endekslerine baktığımızda da imalat ve makine sanayisinde 2020’de 300’lerde olan değerin 2021’de 500’lere çıkması, sanayinin odağında ihracat olduğunun açık bir göstergesidir. Yanı sıra 2021’in son çeyreğindeki yurt içi ciro artışındaki ivmelenme de dikkat çekicidir. 2019’dan günümüze yurt içi fiyat endekslerine baktığımızda, elektrikli teçhizat, elektronik bileşen ve devre kartların, imalat sanayisine benzer bir seyirde makine sektörünün biraz üzerinde geliştiğini görüyoruz. Ancak, 2020’nin ortaları itibarıyla sektörün temel girdileri olan ana metal sanayisindeki fiyat artışı, makine sektörünün iki katından fazla oldu. Sıcak hadde çelik sac fiyatları 450 dolar iken geçen Temmuz ayında 1.200 doları gördü; geçen birkaç ayda ancak 900 dolara kadar gerileyebildi. Bu dönem, başta makine sanayisi olmak üzere imalat sanayisi için çelik tedarikinin ne kadar önemli bir husus olduğunu tekrar hatırlattı. 2021’de Türkiye’nin toplam ihracatı ve dış ticaret pazar hacmi rekorla kapanırken, dış ticaret açığı da daraldı. 2021 yılı ihracat rakamları yüzde 32,9 oranında artışla 225 milyar 368 milyon dolar olarak gerçekleşirken, 2021 yılı dış ticaret açığı yüzde 7,8 azalışla 45,9 milyar dolara geriledi ve ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 83,1’e yükseldi. Makine sektörü ise 19,5 milyar dolar ihracatla rekor kırdığı 2019 yılı sonrasındaki 2020 kan kaybını, 2021’de hızlı bir şekilde telafi ederek serbest bölgeler dâhil olmak üzere ihracatını 23 milyar dolara taşımasını bildi. Makine ihracatı, son üç yıl karşılaştırıldığında, 2021’de 2020’ye göre değer olarak yüzde 23,3 miktar olarak ise yüzde 17,4’lük artış sağladı. Referans olarak 2019 alındığında ise 2021 ihracat artışının değer olarak yüzde 18,3 ve miktar olarak ise yüzde 12,1 olduğu görülüyor. Dolayıyla, artan emtia fiyatlarının makine fiyatlarına olan etkisinden hareketle Türkiye’nin makine ihracatı kilogram değeri 2019 ve 2020’de 5,6 dolar olarak seyrederken, 2021’de 5,9 dolara çıktı. Yeni yıla ait ilk veriler, bu değerin Ocak ayında 6,1 dolara yükseldiğini söylüyor. İthalatta ise 2021 yılında 2020’ye göre yüzde 21,2 artış yaşandı. İthalat artışını 2019 ile karşılaştırdığımızda bu rakam yüzde 39’a çıkıyor. Dolayısıyla, salgın yılı olan 2020’nin ikinci yarısında ülkemizde artışa geçen makine ve teçhizat yatırımlarının oluşturduğu talebe bağlı olarak artış eğilimine giren makine ithalatı, 2019’da yüzde 79’a kadar çıkan ihracatın ithalatı karşılama oranını 2020’de yüzde 65’e kadar geriletirken, bu oran 2021’de ancak yüzde 66,7’ye kadar düzeltilebildi. Salgında daralan dünya makine ve teçhizat yatırımları, Türkiye’den iki çeyrek sonra aynı büyüme trendine girerek, son 10 yılın en yüksek rakamı olan 5,25 trilyon dolara yıl sonu itibarıyla erişmiş durumda. Dolayısıyla, küresel pazarda artan taleple birlikte jeopolitik konumu ve diğer üstünlükleri bakımından salgın sonrası için Türkiye’nin kazandığı avantajla sektörün ihracat odaklı büyümesini sürdüreceğini öngörebiliriz. Yeni dönemde tedarik güvenliği ve yakından tedarik odaklı küresel tedarik zincirlerindeki değişim ihtiyacı, yeni kapasite yatırımlarını da beraberinde getirecek. Bununla birlikte, iklim değişikliğinin getirdiği yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik uyumu, yenileme ve yeni yatırımları tetikleyecek; verimlilik odaklı dijitalleşme ve otomasyona bağlı modernizasyon ve yeni yatırımları da genişletecektir.